Ana içeriğe atla

Kayıtlar

MİLLETLERİN ADLARI HAKKINDA BİR KAÇ SÖZ Tarih öncesi çağlarda, dikkat edilmişse, millet adından söz edilmemektedir. Yani bu dönemde milletleşme süreci başlamamıştır. Bunun yerine muhtemelen, tarihin en başlangıç zamanlarında en büyük ve tek topluluk aile olmalıdır. Zamanla, ayrı ayrı mekânlarda (mağaralarda) oturan aile toplulukları yakınlaşarak komşuluklar ve buradan da köyler oluşturmuşlardır. Yerlerini belirtmek için her köy topluluğuna bir ad vermiş olmalılar. Sonra bu köylerden bazıları cazibe merkezi olmuş ve şehirleşme başlamıştır. Bu gibi köy, kasaba ve şehirlerde yaşayanlara komşuları veya kendileri bir ad vermiştir. Bir şehirde yaşayanlar, komşu şehirde yaşayanları ancak yaşadıkları şehrin adıyla tanımladıkları bir dönemin olduğunu fark ediyoruz. Bu gün bile, örneğin, Adana”da yaşayanlar, komşuları olan Mersin”de yaşayanlar için “Mersinli”, Mersin”de yaşayanlar da Adana”da yaşayanlar için “Adanalı” der. Toplulukların henüz milletleşme yani bir millet adı alma döneminde v...
MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ TARİH BOYUNCA TÜRKLERİN KULLANDIĞI ALFABELER Tarih boyunca Türkler, değişik sebeplerle değişik alfabelere dayalı yazı yazmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır: Göktürk alfabesi Uygur alfabesi Arap alfabesi Kiril alfabesi Lâtin asıllı Türk alfabesi Bunları kısaca görelim.  GÖKTÜRK YAZISI İlk defa Türk adıyla kurulan Göktürk devleti, dildeki seslerden bazılarını oluşturan seslere karşılık gelen harflere bakıldığında, bunlardan bazılarının resim-yazı, bazılarının müstakil bir sesi karşıladığı görülür. Türkler, kendilerine özgü olan bu alfabeyi uzun yıllar kullanmıştır.            Dildeki bir sese karşılık olmak üzere bir şekil tespit etmek gerçekte yüksek bir düşünce ve hayal gücünü gerçekleştirir. Zira resim-yazı (hiyeroglif) dan seslerin bulunabilmesi muhtemel ki bu yazının kökeni ta tarih öncesi çağlardaki mağara resimlerine kadar uzanan bir kü...

ŞAMANİZM BİR DİN DEĞİL, BİR KÜLTÜR UNSURUDUR.

ŞAMANİZM BİR DİN DEĞİL, BİR KÜLTÜR UNSURUDUR. Bu konun en başında anlatılan Yaratılış Destanından şu sonuçları çıkarabiliriz; “İnsanlar, bir taraftan iyiliğe bir taraftan fenalığa sürüklenip dururlar. Bu iç savaş insanlarda dünya kurulalıdan beri vardır. “Gerçi insanlardan bir kısmı şeytana uyarak fenalık işliyor. Lakin barışın ve adaletin büyük ilâhı ve oğlu Yayık ve bunların melekleri henüz dünyaya egemen durumdadırlar. Böyle olmasa kıyamet belirtileri olan korkunç savaşlar başlamış olurdu. “Dünyada fenalık işleyen insanlar, fenalıklarının cezasını göreceklerdir. Onlar fenalık yüzünden cennete gidecek yerde kara ve karanlık âlemlerin içine dalarak katran kuyularında yanacak ve hiçbir zaman karanlıklardan kurtulamayacaklardır. Uğursuzluk, yenilme ve esirlik alameti olan karanlık ve sonsuz karanlık eski Tük gençleri için derece korkunç levhalardır. “Buna karşılık iyilik ilâhları daima ışık içinde yaşar ve cennet, güzel ve çekici bir yerdir. Eğer bir gün dünyanın ilk ya...

TOPLUMLARIN YAŞAYIŞI BİR ANLAMDA ONLARIN PEDAGOJİK DAVRANIŞLARINI İÇERİR.

TÜRKLERİN YAŞAYIŞLARI, BEDEN, RUH YAPISI, AHLÂK VE EĞİTİM ANLAYIŞLARI HER TOPLUM, KENDİ YAŞAYIŞ VE GELENEKLERİNİ ÇOCUKLARA ÖĞRETİR. BU NEDENLE TOPLUMLARIN YAŞAYIŞI BİR ANLAMDA ONLARIN PEDAGOJİK DAVRANIŞLARINI İÇERİR. Bir toplumun yaşayış biçimi ve kalitesi o toplumun eğitime verdiği önemle ilgilidir. Yalnız eski Türklerin değil eski birçok milletin yaşayışları hakkında bilgi sahibi olduğumuz halde çok az milletin eğitimi hakkında yazılı kaynaklar vardır. Türklerin de en eski dönemlerine ait yazılı kaynaklar yoktur. İlk yazılı kaynaklara Orhon kitabelerinde rastlıyoruz. “Türklerin meşguliyetlerini yalnız akıncılıktan ibaret sayanlar aldanırlar. Türkler her şeyden önce çalışmasını bilen ve seven bir millettir. Avcılık, sürücülük, çiftçilik, küçük sanat la uğraşma Türklerin başlıca meşguliyetleriydi. “Türklerin bir kısmı yalnız avcılıkla geçinirdi. Avcı aşiretleri hallerinden çok memnundu. Zira bunlar her gün taze ve lezzetli av eti yerlerdi. Av pöstekilerinden, derilerinden,...

MEDENİYETİN BANİSİ TÜRKLERDİR. NE YAZIK Kİ ONU GELİŞTİRENLER BAŞKALARI OLMUŞTUR.

TÜRKLERİN YAŞADIĞI VE YAYILDIĞI COĞRAFYA VE EĞİTİM ANLAYIŞLARINA ETKİSİ Her toplum, üzerinde yaşadığı coğrafyaya kendilerinin uyum sağladığı gibi çocuklarının da uyum sağlamalarını ister.  MEDENİYETİN BANİSİ TÜRKLERDİR. NE YAZIK Kİ ONU GELİŞTİRENLER BAŞKALARI OLMUŞTUR.  “Türkler, Kore yarım adasından Avrupa içlerine kadar yayılmış, Anadolu ve Suriye”yi geçerek firavunların memleketi olan Mısır ve Kuzey Afrika”yı ele geçirmiş, kısaca yiğitliğiyle ve kuvvetli iradesiyle kendini bütün dünyaya tanıtmıştır (Kanat, 190). [1] “Eski Türk eğitimi hakkında bir fikir edinebilmek için Türklerin tarihî hayatını, yaşayış tarzlarını, başlıca meşguliyetlerini ve memleketlerinin coğrafî durumlarını göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Türkler, binlerce yıl önce tarih sahnesinde görülmektedir. “Şensi, Şansi ve Peçili eyaletlerinin kuzey sınırlarının üstünde, sonraları Hun ve Türk adlarıyla tarih alanına çıkan büyük bir kavim otururdu. Bu kavim, Çin devletiyle beraber başlamış gi...

YENİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ KURMAK MI İSTİYORSUNUZ? O HALDE TAKİP EDİNİZ.

YENİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ KURMAK MI İSTİYORSUNUZ? O HALDE TAKİP EDİNİZ ÇÜNKÜ NE BULDUĞUNUZU BİLMEK İÇİN ÖNCEDEN NEYİN BULUNMADIĞINI BİLMEK GEREK. PEDAGOJİ TARİHİ BİZDEN ÖNCE YAŞAMIŞ İNSANLARIN NELER DÜŞÜNDÜĞÜNÜ, NELER KEŞFETTİĞİNİ VE NELER İCAT ETTİĞİNİ BİLMEK İÇİN OKUNMALIDIR. BU NEDENLE  HER ANNE-BABA, HER ÖĞRETMEN BİR PEDAGOG OLMALIDIR. Akademik çalışma yapanlar ve yapmak isteyen eğitimciler yararlanabilirler. KÜRESEL ZEKA KURAMI  ile DİL PSİKOLOJİSİ ÖZGÜN OLARAK YAZILMIŞTIR. ELEŞTİRİNİZ, YORUMLAYINIZ, FİKİRLERİNİZİ SÖYLEYİNİZ. BURAYA TESADÜFEN GELMİŞ OLABİLİRSİNİZ. AMA BUNDAN YARARLANACAK ARKADAŞLARINIZ OLABİLİR . BU NEDENLE LÜTFEN PAYLAŞINIZ. MUTLULUKLAR VE BAŞARILAR DİLERİM.

MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ MİLLETLER DÖNEMİ

MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ MİLLETLER DÖNEMİ Aşağıda, peygamberlerin medeniyete katkıları yanında Sümerler başta olmak üzere Mezopotamya’da ve Anadolu’da devlet kurmuş olan milletlerin önce kendi kültürlerine ve milletlerin birbirleri ile etkileşimleri sonunda medeniyete yaptıkları katkılar örneklendirilmiştir. [1] Tarih öncesi çağlarda mağaralarda yaşayan insanlar uzun tecrübeler sonunda önce küçük topluluklar, sonra köyler halinde yaşamaya başlamışlar. Sonra da şehirler kurduktan sonra millet olma şuuruna ulaşarak devletler kurmuştur. Arkeolojik kalıntılar bize gösteriyor ki insanlar hangi tür toplum içinde yaşamış olursa olsunlar, kendi kültürlerine ve medeniyete katkıda bulunacak eserler bırakmışlardır. Elbette bir kültür oluşturmak, medeniyete katkıda bulunmak bir toplumun eğitim anlayışını yansıtır. Bir toplumun kültür ve yaşama kalitesine bakılarak eğitiminin kalitesi hakkında kolayca bir sonucu varabiliriz. Allah, kitabında insanları kavimler halinde yarattığını b...