Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SÜMER-TÜRK PEDAGOJİSİ Sümer kültürünün medeniyete katkısı

MEDENİYETİN BANİSİ  Medeniyet tarihi, bir anlamda pedagoji tarihidir. Çünkü her millet kendi kültürünü ve medeniyete katkılarını çocuklarına öğretirler. Sümer Türklerinin aşağıda açıklanan icatları, keşifleri, siyasî oluşumları, devlet kuruluşu ve yönetimi hem çağdaşı (genişliğine) hem de sonraki milletlerin ve toplulukların (derinliğine) kabul ettiği ve benimsediği hem bir kültür hem de bir medeniyet oluşturmuşlardır. Günümüzden önceki ve günümüzdeki bütün kültürel oluşumların temelini atmışlardır. Çağdaşı olan ve sonraki milletler Sümerlerin ortaya koyduğu bu icat ve keşiflerden hem yararlanmışlar hem de üstüne eklemeler yapmışlardır. Medeniyet böylece oluşmuştur. Medeniyetin kurucusu ve icat edicisi Sümer Türkleridir. 1 SÜMER-TÜRK PEDAGOJİSİ  Sümer kültürünün medeniyete katkısı Mezopotamya uygarlığının temelini Sümerler oluşturmuştur. Diğerleri bu uygarlığı daha çok zenginleştirdiler. ( Bu yönüyle medeniyet, çeşitli kavimlerin ortak ürünüdür.) Mezopotamya uygarlığı
Gerek medeniyet ve gerekse pedagoji tarihi bir anlamda reformlar tarihidir. Bu nedenle önce reform nedir, reform yapmaya niye ihtiyaç duyulur, reforma götüren süreçler nelerdir? Bu soruya cevap arayacağım. Sizin de yorum ve eleştirilerinizi beklerim.  FORM, DEFORM VE REFORM Önceki zamanlarda incelemiş olmama rağmen son okuduğumda şunu fark ettim: MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ, form, deform ve reform döngüsü içinde gelişmektedir. Bu nedenle önce bu kavramları açıklamaya çalışacağım. Yorum ve eleştirilerinizle destek olursanız, bu kitabı birlikte yazmış oluruz. FORM VE REFORM İLİŞKİSİ [1] Medeniyetin ve pedagojinin ne olduğunu anlamak için en baştan bakarak, bu perspektifle geleceği anlayabilmek ve anlatabilmek mümkün olacaktır. Bu bakış açısı, her peygamber gelişinde ve her toplumda yahut millet nezdinde kendilerinden öncekileri dikkate alarak yenilenen hayat tarzını yani reform hareketleri olduğunu anlamak bakımından önemlidir. Çünkü gerek Allah tarafından gönderilen kutsal
Medeniyet ve Pedagoji Tarihi, şu ana kadar 20. asra kadar yazılmıştır. İKİNCİ CİLDİN YAZIMINA BAŞLANMIŞTIR. SONRA TÜRK PEDAGOJİSİ OLARAK ÜÇÜNCÜ CİLT VE PEDAGOJİ OLARAK DÖRDÜNCÜ CİLDİ YAZACAĞIM.  Bunları, okuyucularımı sıkmamak için bölüm bölüm vereceğim. Zaman zaman yorumlarla veya katkılarla, yorum yapanların ve katkıda bulunanların adlarını kaynak göstererek de yayımlıyorum. Bu çalışmalar; başta öğretmenleri, eğitim fakültesi öğrencilerini, eğitimle ilgilenenleri, ana ve babaları ilgilendirmektedir. bu nedenle HERKES PEDAGOG OLMALIDIR diyorum. Bütün Dünya insanları, hepinize sağlık, mutluluk ve başarılı gelecek dilerim.
MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ TÜRKLERİN ATALARININ TORUNLARINA BIRAKTIĞI SİYASİ MESAJLAR ANIT KİTABELER Genel adlandırma ile Göktürk veya Orhun kitabeleri olarak adlandırılan Bilge Kağan, Kül Tiğin ve Bilge Tonyukuk tarafından yazılmış kitabelerin bazı önemli kısımlarına aşağıda yer verilmiştir. Bu anıtlar yahut kitabeler, farklı zamanlarda bu alfabe esas alınarak yazılmıştır. Bu kitabelerde milletin o zamanki yaşayışı, kültürü, savaşları ve özellikle Çin ile ve diğer Türk boyları ile olan ilişkileri anlatılmaktadır. Bu kitabeler yalnız tarihî birer vesika değil, gerçekten yüksek bir anlatım gücünün sosyolojik ve kültürel olayları açıklamada ne kadar yetkin olduğunun da kanıtıdır. Bu yetkinlik, o zamanın eğitim anlayışına da olumlu yönden ışık tutmaktadır. Bu kitabeler, gerek hakan ile halk arasındaki gerekse milletler arasındaki ilişkileri anlatması ve bir öğüt olma değeri bakımından pedagojik değeri vardır. BU açıdan geniş incelemeye ihtiyaç vardır. Orhun kitabeleri