Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İNFORMAL EĞİTİM

İNFORMAL EĞİTİM OKUL DIŞI EĞİTİM KURUMLARI İnformal eğitim [1] Medeniyet ve Pedagoji Tarihi”nin birinci cildinde okul ve aile eğitiminden, ayrıca müspet ve menfi eğitimden de söz edilmişti. Bu kavramlar, ayrıca Pedagoji Ansiklopedisinde de açıklanmıştı. [2] Formel eğitim, bir programı, süresi, özel yetişmiş öğretmeni, derslikleri, oyun bahçesi olan okullarda yapılan eğitimdir. İnformel eğitim, belirli bir programı ve süresi olmayan okul dışında yapılan eğitimdir. 19. asrın ortalarından itibaren klâsik aile ve okul eğitimi yanında informal eğitim kurumları veya uygulamaları ortaya çıkmıştır. Bu kurumların başlıcası şunlardır: aile eğitimi, din eğitimi, asker eğitimi; yavrukurt, izciler, spor kulüpleri, Türk Ocağı, müzeler, sergiler, tiyatro, sinema, televizyon, turizm, konferanslar, paneller vb. kuruluşlar sayılabilir. [3] Bu kuruluş ve uygulamaları ayrı ayrı incelemeye çalışalım. [1] Eğitimle ilgili tanımlar için bkz. Pedagoji Ansiklopedisi. [2]

PEDAGOJİ ANSİKLOPEDİSİ

PEDAGOJİ ANSİKLOPEDİSİ"Nİ TAMAMLADIM. İLK SAYFALARI AŞAĞIDADIR. A AD (İSİM) Bir varlığı, olayı, duyguyu, düşünceyi, hareketi işaret eden ve onu en kısa yoldan tanımlayan ses kümesi (Bkz. Dil Pedagojisi). ADALET DUYGUSU   Bkz. bencillik. AHLÂK  Töre Bir şeyin ahlâk bakımından niteliği ve değeri; ahlâkın kemâl derecesine uygunluk. Bir misal veya hikâyenin sakladığı ahlâkî hikmet, bir kıssanın hisse alınacak ciheti. Ahlâkın zihne yani düşünceye uygunluk yani düşünceye uygun harekette bulunmak iradesidir. Kanunluluk, dış görünüş bakımından ahlâka uygunluk demektir (Arkın). Bir toplumda insanların uymak zorunda bulundukları kuralların tayin ve tespit eden bilme ise törebilim denir. Bir toplumun ahlâksal yargılarının ve törelerinin hepsi. Ahlâk, Harbert pedagojinin temeli olmuştur (Arkın). AHLÂK DERSİ Ahlâkî mesele ve konuları öğretmek amacı güdülen ders. Okullarda böyle bir dersin gösterilmesi ve mezhebî din dersinin yerine geçmesiyle ilgili istekler aydınlanma dev

EĞİTİM VE ÖĞRETİM / YENİ BİR BAKIŞ

EĞİTİM-ÖĞRETİM İnsanoğlu var olduğundan beri hem başka insanlardan, olaylardan veya tabiattan etkilenerek, hem de bunlar üzerinde düşünerek daha iyi, daha rahat ve sorunsuz yaşama yollarını aramıştır. Bu arayış, onları toplumlar ve milletler hâlinde bir araya getirmiş ve devlet olarak da bir disiplini ortaya koymuştur. Milletin temeli ailedir. Millet, ailelerin yarattığı ortak gelenekler, inançlar ve idealler etrafında toplanmasıyla oluşur. [1] Aile, bir erkek ve kadının evlenmesi ve çocuklarının olmasıyla kurulur. Anne ve baba olan bu erkek ve kadın, çocuklarının kendi anlayışlarına, geleneklerine, inanç ve değerlerine uygun olarak yetişmesini, iyi bir öğrenim görmesini ve iyi bir iş sahibi olmasını ister. Bu nedenle de onların iyi yetişmesine özen gösterir. Okula başlamasına kadar çocuk her yönüyle aile ortamında sahip olmasını istediği her şeyi ona bilerek veya farkında olmayarak öğretir ve edindirir. Çocuk da konuşmaya başladıktan sonra sorular sorarak birçok bilgi, becer

KÖY ENSTİTÜLERİ NİÇİN AÇILDI, NİÇİN KAPANDI?

KÖY ENSTİTÜLERİNİN AÇILIŞINA GİDEN YOL VE PEDAGOJİSİ Köy enstitülerinin temel fikir öyküsü Jean J. Rousseau ile başlar. O, hayalinde kurduğu bir köyde, hayalinde yarattığı Emile”in eğitimini bir çiftlik/köy ortamında hayal etmiştir. Rousseau ile başlayan temelini “iş” teşkil eden eğitim, Salzmann ile biraz daha gelişmiş nihayet Pestalozzi ile sistemleştirilmiştir. Fröbel”in çocuk bahçeleri, kendi kendine öğrenme, iş içinde öğrenme gibi pedagoji literatürüne yeni yeni kavramlar girmeye başlandı: iş eğitimi, karakter eğitimi, sezgi, psikolojik veriler,  disiplin, kendini idare gibi. Köy Enstitülerinin kurulmasının temel esasını Atuf Kansu”nun raporu, bunun yanında ağırlıklı olarak İsmail Hakkı Baltacıoğlu”nun Yeni Adam, İş Pedagojisi gibi eserleri de da etkili olmuş görünüyor. Ayrıca yeni alfabenin kabulünden sonra halkın okur-yazarlık seviyesini yükseltmek için giriştiği seferberlik, Dalton Plânına yakın olsa da Rousseau”dan itibaren gelişen çocukların köy ortamında ve ağırlıklı
Sunuş Pedgojinin konusu münhasıran insan yavrusudur. Yani eğitilebilir özellikleri olan insanlardır. Bedi Ziya Egemen,  pedagoji  sözünün çok farklı alanlarda kullanıldığından bahisle kirlendiğinden söz etmiş; bunun yerine  terbiye  demeyi terih etmiştir. Aslında pedagoji terimi kirlenmemiş, yanlış yerlerde kullanılmıştır. Biz yine de duruma müdahale ederek, eğitilebilir durumda, başka bir söyleyişle eğitilmeye muhtaç olan, belki biraz daha ileri giderek bitkiler ve hayvanlar için de uygulanabilecek pedagojiden söz edebiliriz. Bu cümleden olarak; bu kitabın en başında açıkladığımız gibi pedagoji, aslında hayvanî nitelikleri olan içgüdülerin eğitimi ve bu eğitim için de nasıl öğretim söz konusu ise, içgüdüleri hayvanî dediğimiz hayvanların bizzat sahip oldukları içgüdülerin eğitimi de pedagojik bir uygulamadır. Nasıl ki insanda, doğuşundan getirdiği temel içgüdüler ancak yön değiştirmek suretiyle değiştirilebiliyorsa, hayvanlarda da içgüdülerinden bazıları dışarıdan yapılan müdahal