Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

15, 16 ve 17. YÜZYILIN PEDAGOGLARI

15, 16 ve 17. YÜZYILIN PEDAGOGLARI Söyleyecek sözü olan herkes konuşmuş ve yazmıştır. Söyleyecek bir fikri olan filozof, düşünür, yazar, politikacı ve diğerlerinin eğitimle ilgili görüşlerine aşağıda yer verilmiştir. Bunları görelim. [1] FRANÇOİS RABELAİS (1483-1553) İlk eğitimini kilisede almış, üniversitede tanrıbilim öğrenmiş, papaz olmuştur. Erasmus”un eserlerini incelemiş. Rakipleri bunu kötüye yorumlayarak şikâyet etmişler ve bir süre cezaevinde kalmış. Sonra papazlıktan ayrılıp doktorlukla ilgili kitaplar okumuş. Pedagoji ile ilgili görüşler ileri sürmüştür. J. Lock ve Rousseau üzerinde etkili olmuştur. Kanat”a göre (s. 278), “Rabelais, eski eğitim ve öğretim şekillerini ret etmiştir. Skolâstik öğretim hem kafayı ve hem de ruhu köreltir. [2]   Ruha işlemeyen eğitimin hiçbir değeri yoktur. Bir babanın kutsal ödevlerinden biri mükemmel evlât yetiştirmektir. Pedagojide en iyi eğitim vasıtaları görgü ve çocuklara iyi örnek olmaktır. Tecrübeye, görgüye geniş bir yer ayır

Bilebildiğimiz ilk okul: Vitorino Okulu

VİTORİNO”NUN OKULU Eğitimde reform hareketleri Vitorino”nun açtığı okul uygulamaları ile başlamıştır diyebiliriz. Anlaşıldığı kadarı ile Vitorio , başta Quinilitianus (Quniltanus) olmak üzere eski Yunan pedagoglarının düşüncelerini uygulamak üzere kendi okulunu kurmuştur. “Vitorino, duyguların (değerler) eğitimine de büyük önem verirdi. Din derslerini kendisi okuturdu. Öğrencilerin her gün kiliseyi ziyaret etmek ödeviydi. Bir eğitim aracı olarak kullanılan beden cezalarını reform hareketlerine aykırı göre, bunların kullanılmasını istemezdi. Okulda disiplin ve nizam önemliydi. Öğrencilerin özsaygı duygusunu kuvvetlendirmek çok önemliydi. Çocukların yeteneklerini dengeli olarak geliştirmek için beden eğitimi dersi önemliydi. Çocuklar, eski Yunan”da olduğu gibi ata binmek, güreşmek, kılıç kullanmak, koşmak, ok atmak ve yüzmek gibi idmanlar yaptırılırdı. Harp oyunları, oynanırdı. İyi ve lezzetli yemek yerine çocuklara lezzetsiz yemekler yedirilir, dans ve muaşeret kuralları öğretilir

REFORM HAREKETLERİNİN BAŞLAMA SEBEPLERİ

REFORM HAREKETLERİNİN BAŞLAMA SEBEPLERİ Form hareketinin başlangıcını Yunan ve Roma kültür ve her türlü düşünce, felsefe ve bilim unsurları dikkate alınırsa, bu formun deform olduğu yani bozulduğu, bu formdan uzaklaşıldığı görülmektedir. Bu deformasyona uğrayan Yunan ve Roma formunun yeniden gözden geçirilerek Haçlılar yoluyla getirdikleri eserleri inceleyerek ve zamanın bilimsel, sanatsal ve düşünsel görüşlerinden esinlenerek ve bunları da ekleyerek yeniden düzenleme ve geliştirme anlamında reform hareketleri başlamıştır. Buraya kadar yaptığımız açıklamalara dayanarak reform hareketlerinin pek çok sebepleri olmakla birlikte başlıca üç önemli sebebinden söz edebiliriz: 1. Haçlı Seferleri sırasında kaçırılan eserler 2. İstanbul”un Türkler tarafından fethedilmesi ve Bizans”ın yıkılması [1] 3. Bizans”an kaçan bilim adamları ve düşünürlerin etkisi Bu etkilerin nasıl olduğunu inceleyelim: 1. Haçlı Seferleri sırasında kaçırılan eserler, elde edilen bilimsel verilen üzerinde a

Deliliğe Methiye yazan adam akıllı olur mu? ERASMUS

ERASMUS  DESİDERİUS (1465-1536) [1] Rönesans’la birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının yaratıcılarından biri de Erasmus, 1465 yılında Hollanda'nın Rotterdam kentinde doğdu. 1536'da öldü. “Erasmus, dogmatik skolâstik düşünce yerine özgürlükçü laik eğitimi savunur; düşünceleri, zamanla bütün Avrupa'ya yayılarak benimsenir. “Erasmus’a göre bağnazlık, aklın ve mantığın gerçek düşmanıdır. Kışkırtıcılar ve aşırı uçların yandaşları gerginlikleri sürekli körüklemese, bütün anlaşmazlıklar barış yoluyla sona erdirilebilir.” Erasmus’a göre nazik konular halkın önünde tartışılmaz; bu, tartışmanın düzeyini düşürür, kargaşa ortamı yaratır. Düşünce adamının yapması gereken, gerçekleri saptamak ve sözcüklerin kalıbına dökmektir, yoksa onlar uğruna –Luther gibi- savaşmak değil. “Papalığın ya da laik olmayan düşünce, siyasal ve eğitim ortamının insan zihni üzerinde kurduğu hegomonik baskıya karşı çıkar. Gerçek Hıristiyanlığın klasik çağın ruhunda aranması gerektiğini savunur. Erasmus
HÜMANİZM VE REFORM HAREKETLERİNİN BAŞLAMASI Bu kitabın başlangıç bölümlerinde form, deform ve reform üzerinde açıklamalar yapılmıştı. Reform hareketlerinin başlamasında hümanizm hareketi etkili olmuştur. Bu nedenle hümanizm üzerine biraz duralım. REFORMUN HAREKET MERKEZÎ FİKRİ: HÜMANİZM “Hümanite, geniş anlamda bütün insanlar; insan nev”i. Pedagojide, klâsik eğitimin amacı insaniyete hizmet etmek emelidir. “Hümanizm (insaniyetperverlik ); eski Yunan-Lâtin edebiyat ve felsefelerini en yüksek kültür örneği olarak ileri sürmüş olanların mesleklerine verilen ad, insanı en yüksek değer olarak kabul eden ahlâk doktrini. Bu cereyanın başladığı değişme her türlü serbest ve insanca düşünmeye ve ilerleme çağına Avrupa”da Rönesans yani yenileşme devri denir. Hümanizm anlayışı her türlü serbest ve insanca düşünmeye engel olan orta çağın skolâstik felsefesinin değerden düşmesine sebep olmuştur. Bu cereyan ilk önce Lêtin ve Yunan edebiyatına temayül şeklinde on birinci yüzyılda belirlemeye
ORTA ÇAĞDA AVRUPA”DA VE ASYA”DA DURUM Orta Çağ olarak adlandırılan zaman dilimi, Roma İmparatorluğunun Doğu ve Batı Roma olarak ayrıldıktan (395), Batı Roma İmparatorluğunun yıkılış tarihi olan 476”dan İstanbul”un fethedildiği 1453 yılına kadar devam eder. Burada, sadece 476-1453 yılları arasında daha İlk Çağdan itibaren varlığını devam ettiren ve bağımsız olan devletlerin sadece kronolojisini vermekle yetineceğiz. Bunun başlıca sebebi hangi devlet ne zaman kurulmuş, nereden nereye gelmiş, bunu basit bir mukayese olarak göstermek istiyorum. Orta Çağ boyunca Doğuda Türkler, Çinler, Hintler, Farisiler, Mısırlılar devlet varlıklarını korurken Avrupa”da Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu varlığını devam ettiriyordu. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ise (962-1806) hakimiyet kurmuştu. Milâttan Sonra 476-1453 yılları arasında Avrupa”da ve Asya”da siyasi durum şöyledir: Gerek Batı Roma”nın gerekse Kutsal Cermen İmparatorluğunun zayıflaması ve yıkılmasından sonra Avrupa”da siyasî durum:

Haçlı seferlerinin sonuçları

Haçlı seferlerinin sonuçları Haçlı seferleri 1217 yılında son defa yapılmış olmakla birlikte, Osmanlı-Türk İmparatorluğunun Avrupa”daki ilerlemelerini durdurmak için kurulan birleşik Avrupa orduları 1923 yılına yani Başkomutanlık Meydan Savaşının kazanılıp Yunanlıların İzmir”den atılmasına ve Lozan Barış Antlaşmasının yapılmasına kadar devam etmiştir. [1] Özellikle Haçlı seferlerinde askeri bakımından mağlubiyetler almalarına, İstanbul”u kaybetmelerine rağmen, bu yenilgilerin Avrupalılar lehine uzun vadede pek çok yararlı sonuçları olmuştur. Bu savaşlar Avrupa ülkelerinin iç yapısında krallıkları güçlendirmiş, papaların ve kralların zenginlerden seferlerde harcamak üzere borç para almaları nedeniyle bankerlik ve bankacılık gelişmiş, astronomi ve hekimlik, kimya, cebir, matematik [2] gibi bilim dallarına ilişkin eserleri ülkelerine götürmüşler, eğitim, din ve kültür alanlarındaki reform hareketlerinin adeta ön hazırlıklarını oluşturmak üzere eğitim anlayışlarını değiştirmişlerdi