15,
16 ve 17. YÜZYILIN PEDAGOGLARI
Söyleyecek sözü olan herkes konuşmuş ve
yazmıştır.
Söyleyecek
bir fikri olan filozof, düşünür, yazar, politikacı ve diğerlerinin eğitimle
ilgili görüşlerine aşağıda yer verilmiştir. Bunları görelim. [1]
FRANÇOİS RABELAİS (1483-1553)
İlk
eğitimini kilisede almış, üniversitede tanrıbilim öğrenmiş, papaz olmuştur.
Erasmus”un eserlerini incelemiş. Rakipleri bunu kötüye yorumlayarak şikâyet
etmişler ve bir süre cezaevinde kalmış. Sonra papazlıktan ayrılıp doktorlukla
ilgili kitaplar okumuş. Pedagoji ile ilgili görüşler ileri sürmüştür. J. Lock
ve Rousseau üzerinde etkili olmuştur.
Kanat”a
göre (s. 278), “Rabelais, eski eğitim ve öğretim şekillerini ret etmiştir. Skolâstik
öğretim hem kafayı ve hem de ruhu köreltir.[2] Ruha işlemeyen eğitimin hiçbir değeri yoktur.
Bir babanın kutsal ödevlerinden biri mükemmel evlât yetiştirmektir. Pedagojide en
iyi eğitim vasıtaları görgü ve çocuklara iyi örnek olmaktır. Tecrübeye, görgüye
geniş bir yer ayırmalıdır, zira görgü ile insanlar çok şey öğrenir ve
öğrendiklerini sağlam öğrenir.
“Okullarda
okutulması gerekli başlıca dersler: din, dil, tarih, coğrafya, geometri,
aritmetik, astronomi, antropoloji ve tabiat bilimleridir. Yıldızlar bilimi ile yani astroloji ile
uğraşmanın hiçbir faydası yoktur. Rabelais”in yalnız bu ders ve bilgi işinde
bile devrinin üstünde düşündüğü görülür.
Rabelais”a
göre çocukların bedenlerini kuvvetlendirmeli, onları harekete ve türlü beden
etkinliklerine alıştırmalıdır. Zira manevi hayat için beden kuvveti önemli ilk
şartlardan biridir.
“Öğretimde
görgüye önem verilmelidir. Görgü, sezgiden başka bir şey değildir. Öğretimin
başlıca amaçlarından biri çocukları serbest bir şekilde yani kendi fikirlerini
kullanarak düşünceye alıştırmaktır. Umumiyetle okullarda çocukların kafaları
yeter derecede işlemiyor. Bunun tersine olarak okul hazır fikirlerle çocukların
manevi yeteneklerini adeta boğuyor. Hâlbuki çocuk bir şeyi kendi kendine
düşünebilmeli ve düşündüğünü serbestçe kendi malı gibi kullanmalıdır.
Rabelais”in orijinal ve ileri fikirlerinden biri de çocukları pratik işlere
alıştırmayı, onları becerikli yapmayı ve hayata iyice hazırlanmayı tavsiye
etmesidir. Çocuk, okuldan çıkınca hemen hayatla karşı karşıya kalır. Hayatın
gençten istediği birinci meziyet, yaşamak için herhangi bir işi bilmesi ve
mahir olmasıdır. İnsanlar hayatta becerikli ve mahir olurlarsa bugünkünden daha
genli yaşar ve hayat kavgasında daha kolay başarı gösterir.
!öğretimde
uygun metotlar bulmak ve öğretimi yumuşak bir şekle sokmak lazımdır. Çocuk,
sınıf içinde ve dışında öğretmenden korkmamalıdır. Çocuk, öğretmenine karşı
saygı göstermeli ve öğretmenden korkmadan arzu ettiği soruları sorabilmelidir.
“öğretim,
seyahatle bitmelidir. Seyahat, okulda
kazanılan bilgilerin yeni görgülerle çoğalmasını sağlar ve çocuğun yeni hayat
şartları içinde daha tedbirli olmasına yarar.
“Rousseau
da Emil” aynı tavsiyelerde bulunur. [3] Göze çarpan bu benzerliğin rastgele
olması ihtimali azdır. Herhâlde Rabelais”in eğitim ve öğretim hakkındaki
fikirlerini ayrıntıları ile incelemek ve bunun kendinden sonra gelen büyük
pedagoglar üzerinde ne derece etki yaptığını karşılaştırmak ve tespit etmek
hayli meraklı ve faydalı bir konudur.
[1]
Bugüne gelinceye kadar bir fikri olan herkes, pedagojinin gelişmesi için taş
koymuş ve bu binayı inşa etmiştir. İllâ ki okuyucunun da bir düşüncesi vardır.
Bu düşüncesi ile burada okudukları arasındaki farkı bulabilirse kendisi de yeni
bir şey söylemiş olacaktır.
[2]
“Skolâstik akım”, en basit ifadesiyle
otoritelerin görüşlerini tartışmasız kabul eden görüş ve anlayıştır.
[3]
Daha önce bir çok ülke krallarının veya pedagoglarının ideal çocuk formu
çizdiklerine temas edilmişti. Rousseau da Emil adlı çocuk üzerinden bir ideal
form geliştirmek istedi.Bizde ise Tevfik Fikret Haluk için böyle bir ideal
tasavvur etmişti, ancak Halik, onun ihtimamına rağmen Amerika”da öğrenim
gördüğü sırada Hıristiyan papazı olmuştu. Mehmet Âkif ise “Asım”ın neslinden”
söz etmiş ise de Asım”ın nitelikleri hakkında bir fikir vermemiştir. “Âsım, kendini günahlardan men edip pâk ve
ismetli tutan, koruyan men eden. Osmanlıca-Türkçe Sözlük”
Yorumlar
Yorum Gönder