HÜMANİZM VE REFORM HAREKETLERİNİN BAŞLAMASI
Bu kitabın başlangıç bölümlerinde
form, deform ve reform üzerinde açıklamalar yapılmıştı. Reform hareketlerinin
başlamasında hümanizm hareketi etkili olmuştur. Bu nedenle hümanizm üzerine
biraz duralım.
REFORMUN HAREKET MERKEZÎ FİKRİ:
HÜMANİZM
“Hümanite, geniş anlamda bütün
insanlar; insan nev”i. Pedagojide, klâsik eğitimin amacı insaniyete hizmet
etmek emelidir.
“Hümanizm (insaniyetperverlik); eski Yunan-Lâtin edebiyat ve felsefelerini en
yüksek kültür örneği olarak ileri sürmüş olanların mesleklerine verilen ad,
insanı en yüksek değer olarak kabul eden ahlâk doktrini. Bu cereyanın başladığı
değişme her türlü serbest ve insanca düşünmeye ve ilerleme çağına Avrupa”da Rönesans yani yenileşme devri denir.
Hümanizm anlayışı her türlü serbest ve insanca düşünmeye engel olan orta çağın
skolâstik felsefesinin değerden düşmesine sebep olmuştur. Bu cereyan ilk önce
Lêtin ve Yunan edebiyatına temayül şeklinde on birinci yüzyılda belirlemeye
başladı ve on üçüncü yüzyıla Dante”nin eserleri ve bilhassa şair Petrarca”nin
himmetiyle yeni bir şekil aldı, Batı kültürüne tesir yapmaya başladı. Bu tesir
ilk zamanlarda daha çok Lâtinceyi ve klâsik edebiyatı benimseme şeklinde
kendini gösterdi.[1]
Fakat sonra Yunan-Lâtin eğitim ülküsü de (Paldale,
Kalokagathile, Humantas) dâhil olmak üzere klâsik kültür hazinesinin
tamamını almaya yöneldi. Floransa”da eski Yunanca ve Lâtince ders veren
kürsüler kurulduktan sonra hümanizm cereyanı on beşinci yüzyılda İtalya”dan
batı Avrupa, Fransa ve Hollanda”ya öteki memleketlere yayıldı. Modern Avrupa
kültürünün temelini teşkil etti. Bundan sonra o temele dayanılarak eğitime aristokratik
bir şekil vermek, klâsik değerler âlemini yeniden canlandırmak yolu tutuldu ve
bu amacı gerçekleştirmeye elverişli karakterde okullar açıldı, onların öğretim
programlarında eski Yunanca ve Lâtinceye yer, önem ve değer verildi. – İnsaniyet ülküsüne göre eğitim prensibine
bağlanan hümanizm taraflıları. Tekniğin birden bire ve süratle gelişmesi,
medeniyetin parlaması, toplumsal hayatın değişmesi gibi büyük olayların
doğurduğu şartları da göz önünde tutarak hümanizm cereyanına yeni bir şekil
vermeye çalıştılar. – Felsefede, insaniyet için pratik değeri olmayan
metafizikle ilgili konulara yer vermeyen pragmacılık mesleğine de bazı İngiliz
ve Amerikalı filozoflar tarafından hümanizm
adı verilmektedir.” [2]
“İtalya, hümanizmin yuvasıydı.
İtalya”nın neşeli ve çalışkan halkı bu yeni akımı kuvvetlendirmekten zevk
duyuyordu. Şair Petrarca (Petrars) ve
Boccaccio (Boccacı) yeni akımı destekleyen
ve başta gelen en önemli kişilerdir. Petrarca fikirleri, Lâtin klâsikleri
üzerine çekmekteydi. Boccaccio ise ilâhî güzelliklerin ve ruhun Yunan klâsiklerinde
bulunduğunu söyleyerek fikirleri Yunanistan üzerine çevirmeye çalışıyordu.
Bu iki kişi büyük bir heyecan ve
ilgi ile klâsik kültür ve klâsik edebiyat ve sanat hakkında propaganda yapıyor
ve klâsik edebiyattan çeşitli eserlerden örnek parçalar göstererek
inanmayanları kendi taraflarına çekmeye çalışıyorlardı. [3]
Konuya bir de Pedagoji Sözlüğü açısından
bakalım: [4]
“Hümanizm ve reforma: Avrupa”da orta
çağın sonlarına doğru eğitim kurumlarının kilisenin bağlarından ve
tesirlerinden sıyrılmaya yeltenmesinde İtalya”da başlamış olan hümanizm
hareketinin rolü büyüktür. Erasmus[5]
üniversitelerin kuru ve doktriner iskolâstiklikciliğine karşı savaş açarak klâsik
dillerle yapılan öğretinim klâsik dünyanın hakiki kültür kaynaklarına inerek
bunu tekrar canlandırıyordu. Onun ve diğer hümanizm taraflısı eğiticilerin tesiriyle
Lâtince öğretim yapılan okullarda bir taraftan hümanizm cereyanı diğer cihetten
de Luther giriştiği devrim (reforma) hareketi sayesinde önemli bir iç yapı
değişikliği oldu. O, Protestanlık mezhebini şu temellerin üzerine kurmuştu: Herkes kendi imanından sorumlu olacaktır.
Bu ilkeye göre ana dili büyük bir önem ve değer kazanıyordu. Esasen Luther ve
arkadaşları birinci planda aristokrat sınıfın kuramsal eğitimini değil halk
eğitimini göz önünde tutuyorlardı. Bu görüşe göre tabiatiyle eğitim ve öğretim
çalışmalarına ana dili yüksek bir mevki kazanıyor, ayrıca ilköğretimin hem temelini
teşkil ediyor hem de onun yaygın bir hale getirilmesini icap ettiriyordu. İşte
bu yeni görüşe uyularak hazırlanmış okul ıslahatı teklifleri meydana çıkmaya
başlıyordu. Protestan okul ve üniversitelerinin kuruluşu gibi. Bunlardan başka
çeşitli adlarla on altıncı yüzyıldan itibaren ortaya çıkan papaz dernekleri
Protestanlık görüşüne uyarak tamamen dinel karakterli okulların yerine geçecek
dünya ihtiyaçlarına uygun hümanizm cereyanından ilham alan okullar açmaya koyuldular. Cizvitler tarafından kurulmuş olan okullar da
zamanla bu karakteri almaya başladılar. [6]
[1]
Yazar, ayraç içinde Quintillianus”u kast etmektedir.
[2]
Arkın R. G. Pedagoji Sözlüğü, s. 190.
[3]
Burada, bir hareketi destekleyen filozof ve şairlerin, edebiyatçıların desteklediği
fikir ve görüşleri halkın benimsemesinin önemine temas edilmektedir.
[4]
Ramazan Gökalp Arkın, s.191
[5]
Erasmus”un görüşleri ayrıca açıklanacaktır. Günümüzde onun anısına ve adını
taşıyan ülkeler arası üniversite öğrencileri mübadelesi yapılmaktadır.
[6]
Bundan yaklaşık 600 yıl önce Avrupa eğitimcileri eğitimi, kilisenin yani dinin
etkisinden kurtarma mücadelesi vermiştir. Son on yılda ülkemizde ise eğitim
imam-hatip okulları ve tarikatlar yoluyla dinin etkisi altına alınmaya
başlamıştır. Yani ülkemizde eğitim uygulamaları gittikçe Orta Çağ
başlangıcındaki uygulamalara dönmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder