İSLÂMİYET’TEN ÖNCE DÜNYA”NIN DURUMU
İnsanlığı deformasyonu
Allah, Âdem’den itibaren insanlara
doğru yolu göstermek için peygamberler gönderdi. Ancak, insanlar her
peygamberden sonra Allah’ın peygamberinin gösterdiği yoldan ayrıldılar, bazen
peygamberini bazen da kendini yaratan Allah’ı unuttular. Allah’ı ve O’nun
gösterdiği doğru yolu unutan insanlar kendilerine tapınacak ilâhlar buldular.
Bunun
sonucu olarak ya peygamberin yolundan ayrıldılar ya da Allah’ın gönderdiği
kitaplara kendi sözlerini karıştırdılar. Böylece insanlar bazen neye
inanacaklarını şaşırdılar, putları, Ay’ı, Güneş’i, ateşi kendilerine ilâh edindiler.
İran halkı
ateşe tapıyordu. Onlar da ateşi kutsamışlar ve hiç sönmeyen ateşleri vardı.
İranlılar
önceleri İbrahim Peygamberin bildirdiği tek tanrıya inanıyordu. Asurların
buraya hâkim olmasından sonra gelenler güneşi, ayı, yıldızları kutsadılar ve
zamanla tek tanrıyı unutarak onlar da bu bozuk inanışa katıldılar. Bir kısmı
ateşi doğrudan tanrı kabul etti. Ateşe tapınma ayinleri yaptılar. Bunların
inancına Mecusilik denir.
Ayrıca bir
kısım insanlar da tek tanrı esasına dayanan Zerdüştlüğü benimsemişti.
Roma’da,
Yunanistan”da ve pek çok devlette çok tanrılı din hâkimdi. Savaş, barış,
bereket gibi toplumun yaşam kesitlerine uygun ilâhlar uydurdular. Ayrıca Çin,
Hindistan, Yunanistan hayvanlara, putlara veya Ay, Güneş gibi tabiat
varlıklarına tapıyorlardı.
Türkler ise
başından itibaren tek tanrı yani Gök Tanrı inancına sahiptiler.
Yahudiler
İbrahim ve Musa Peygamberin yolunu izler ve Yahova dedikleri tek tanrıya
inanırlar. Onlara göre görünmeyen eşsiz ve tek tanrı vardır. Buna göre Yahova
ebedî olup itaat edilecek, insanlara ödül ve ceza verecek, ölüler tanrı
istediği zaman uyandıracak inancına sahiptiler.
Onlara göre
Yahudilik sonradan kazanılmaz, Yahudi bir anadan ve babadan doğmak gerekir.
Cumartesi günü çalışmazlar. Bir Mesih geleceğine ve Yahudilerin Dünya”ya hâkim
olacağına inanırlar. Daha önce sözü edilen on emrin, Tevrat”ın Yahova
tarafından Musa”ya verildiğine inanırlar. Domuz eti yemezler. Tevrat”ta içki yasaklanmıştır. Hıristiyanlıkta olduğundan biraz farklı
olarak çocuklar vaftiz edilir.
Hz. İsa’nın
gösterdiği yoldan ayrılan Hıristiyanlar kendilerine göre İncil yazdılar. Ortaya
onlarca İncil çıktı. Bunun üzerine İznik”te toplanan papazlar konseyi bu
İncilleri incelediler ve Matta, Luka, Yuhanna ve Markos İncilleri muteber kabul
edildi. Tevrat da bu İncillerle birleştirilerek adına Kitab-ı Mukaddes dediler.
Ayrıca bir
de Barnabas İncili vardır. Barnabas İncili teslise yani üçlemeye karşı olmuş ve
tevhit inancını ileri sürmüş, kitabında Ahmet isimli bir peygamberin geleceği
haberini vermiştir.
İsa”nın tek
tanrı inancına karşılık sonradan baba (tanrı), oğul (İsa), kutsal ruh (Ruh-ül
Kudüs) olarak teslisi kabul ettiler.
Hıristiyanlar,
insanların doğuştan suçlu olduğunu yani suçlu doğduğunu kabul ederler ve bu
nedenle onların temizlenmesi için kilisede papazlar tarafından vaftiz
edilir. Ayrıca bilhassa Orta Çağlarda
papazlar toplum üzerinde çok etkiliydi, öyle ki cennetin anahtarlarını bile
satarlardı. Hıristiyanlıkta tanrı ile kul arasında papazlar aracılık ederdi.
Hz. İsa Müslümanlarca
peygamber kabul edilir.
Yahudilik; Müslümanların da inandığı Musa ve
İbrahim; Hıristiyanlık da Hz. İsa tarafından getirilen tahrif edilmemiş İncil”e
müstenit Müslümanlarda olduğu gibi haç, namaz, oruç gibi ibadetler vardır.
Ancak bunların zamanı ve ritüelleri Müslümanlarınkinden farklıdır. [1]
Din ve
inanç durumu böyle iken ahlâk anlayışı bakımından da insanlar perişan
durumdaydı. Dünya”daki sosyal durum ve ahlâk konusu aşağıda Arabistan konusu
ile birleştirilerek ele alınmıştır.
[1]
Buraya kadar anlatılanları şöyle toparlayabiliriz: Genel olarak çok tanrılı
dine inanların ve puta tapanların pek çoğu tek tanrı inancından dönmüşlerdir.
Başlangıçta tek tanrıya inanmış olmaları zaman zaman gönderilen peygamberlerin
insanları tek tanrıyla yönlendirmesi ama bir zaman sonra bundan vazgeçerek çok
tanrılı inanışa geçtikleri görülmektedir. Bunların hemen hepsinde bir büyük
tanrı vardır. Birçok inanışta tanrı gök ile ilgilidir ve en üstte oturur. Onun
altında daha küçük tanrılar yer alır.
Bazı toplumlarda yıldızlar, ay, güneş tanrı olarak benimsenmiştir. Bazıları
fırtına, yıldırım, şimşek gibi tabiat olayları da mahiyetleri anlaşılmadığından
bunlara tapınılmıştır.
Türklerde genel olarak Gök Tanrı inancı vardı. Türkler, putlara tapınmamıştır
ve inançlarında çok tanrılılık yoktur.
Yorumlar
Yorum Gönder