ANADOLU MUHAFAZAKARLIĞI ÖLDÜ MÜ, ÖLÜYOR MU? 2
Toplam
Çok özet olarak yukarıda anlatılanları toplayacak olursak;
1. Çocukları çok küçük yaştan başlayarak din kalıbının içine
sokmayınız, aksi hâlde geleceğinde dine karşı en az düzeyde soğukluk duymaya
başlar, ileri derecede ateist olur yahut din değiştirir. Çünkü, örneğin
Hıristiyanlığın dinî ritüelleri Müslümanlığın ritüellerine göre daha basittir,
esasen misyonerler ise dört bir yanda avlarını beklemektedir.
2. Çocuklar, imam hatipten mezun felsefe, psikoloji, pedagoji,
sosyoloji bilmeyen ve kendilerine hoca diyenlerin ellerine bırakılmamalıdır.
3. Bütün aileler, köyler dâhil, hazırlanan bir program ve kitaba
göre pedagojik formasyondan geçirilmeli, nasıl rol-model olacakları ve görgü
kuralları anlatılmalıdır.
4. Kız ve oğlanlar birlikte okumalı, birlikte oynamalıdır.
Onlara arkadaşlarına karşı nasıl davranmaları gerektiğine ilişkin muaşeret
kurallarına uymaları sağlanmalıdır. Bunun için baba ve anne önce evde
birbirlerine karşı nazik, saygılı olmalıdır.
Onları birbirinden ayırmak, haremlik selamlık yapmak, kızların
korkak ve ürkek, oğlanların ise hödük, kaba ve saldırgan yapar. Kasları
kuvvetli olduğundan önce onlara şiddet uygular. Oğlanların bir kısmını ise bu
saldırganlığın ötesine geçerek tecavüzcü hâline getirir.
5. Din dersleri 4. Sınıfta başlamalıdır. Zira çocukların ve biz
büyüklerin bilge görmediği, sesini duymadığı, varlığını duyu organlarımızla
algılayamadığımız Allah, Peygamber, onların soyut kavramları algılamaya
başladığı bu zamanlarda ancak anlayabilirler.
6. Çocuklar imam-hatip okullarına zorlanmamalıdır. Hatta imam
hatip okulları kapatılmalı ve yerine özellikle ortaokul ve lise düzeyinde
yeteri kadar kısmen zorunlu kısmen seçmeli dersler konularak Kur”an okuma,
anlama, siyer gibi derslere yer verilerek gençlerin dini anlamalarına ilişkin
psikolojik ihtiyaçları karşılanmalıdır.
Günümüzde camiye giden yüksek öğretim görmüş insan sayısı
çoğalmıştır. Bu yetişkin insanların belki bazı konularda bilgisi az olsa da
genel itibarı ile imam hatip mezunu kadar dini bilgisi vardır. İmamın öğrenim
düzeyinin cemaatin öğrenim düzeyinden yüksek olması gerekir. İmamlar ilâhiyat
fakültesi mezunlarından atanmalı, hatta ulu camilerde yüksek lisans ve doktora
yapmış olanlar atanmalıdır.
7. TV kanallarında okunan Kur”ân ve alt yazılarını sık sık okurum.
Bu meallerde insanı şirke götürecek kadar anlam hataları görüyorum. Örneğin
“Allah dilediğini doğru yola eriştirir.” şeklindeki ifadeler ciddi anlam
hatasıdır. Bütün mealler anlam bakımından gözden geçirilmelidir.
8. Tarikatlar, iyi eğitim görmemiş hocalar ellerini çocukların
üzerinden çekmelidir.
9. Yatılı veya gündüzlü Kur”ân kursları devlet tarafından açılmalı
ve sık sık, gece-gündüz denetim altında bulundurulmalıdır.
Bilhassa yatılı Kur”ân kursu yapılan yurtlarda ders verecek hocalar,
hizmetliler, yöneticiler ahlâk ve kültür bakımından ciddî olarak incelenmeli,
yaş farkı olan çocuklar aynı yatakhanede bulundurulmamalıdır. Bilhassa vakıf
veya özel kurslara izin verilmemelidir.
10. Abuk-subuk fetva veren hocaların (!) bu tür konuşmalarına
izin verilmemeli, tecziye edilmelidir.
11. Çocuk tecavüz vak”alarında “gönlü vardı, rızası vardı, iyi hali
vardı, bizim tarikattandı, bizim partidendi” gibi saiklerle tahliye
edilmemelidir.
12. Çocuklara tecavüz edenler ile ilgili ciddi araştırma
yapılarak tecavüzlerin sebepleri bulunmalı ve bu sebeplerin ortadan kalkması
için gerekli önlemler alınmalıdır.
Sonuç: Çocukları,
büyüklerin istediği gibi değil, onların kendilerinin istediği yetişmeleri
münasiptir. Onları kendi kalıplarımıza uydurmamalıyız, onların kendi kişisel ve
karakter kalıplarını yaratmalarına fırsat vermeliyiz. Zira doğan çocuk
babasından daha ileri bir medeniyet, bilim ve teknolojinin içine doğmakta;
babalar ve büyükler daime çocuklardan geride kalmaktadır.
Neyi, ne zaman ne kadar öğreneceğine çocuklar ve gençler karar
vermelidir, büyükler ise bu noktadan hareket etmelidir.
Hepimiz, çocuklarımızın, torunlarımızın ve hatta onların da torunlarının
geleceği için şimdiden aklımızı başımıza almalıyız, çocuklarımızı tamamen din
kalıpları içinde değil; felsefe, psikoloji, sosyoloji, pedagoji ve tarih
bilimlerinin ortaya koyduğu bilimsel esasları dikkate alarak yetiştirmeye özen
göstermeliyiz ve korumalıyız.
Yazınızın başlığında belirttiğiniz “Anadolu Muhafazakârlığı Çözülüyor
mu?” başlığını bile “Ölüyor mu?” diye bile değiştirebilirsiniz.
Notlar
1. Buda sadece tecavüz konusuna temas edilmiştir. Kadına şiddet,
uyuşturucu, hırsızlık, fuhuş gibi sizin değindiğiniz konular ayrı ayrı ele
alınmalıdır.
2. İzin verirseniz sizin yazınızı ve bu yazıyı biraz daha
genişleterek PEDAGOJİ isimli kitabımda yayımlamak istiyorum.
3. Bu yazıyı ismimi vererek aynen veya özetleyerek –çarpıtmadan-
yayımlayabilirsiniz.
4. Anlattıklarımın ve anlatmadıkların önemli bir kısmı
–tecavüzlerle ilgili- sosyal medyada her gün onlarcası yayımlanıyor. Bu ne
kadar kötü!
Yorumlar
Yorum Gönder