Ana içeriğe atla

Müslümanların deizme ve ateizme yönelmesi 8


MÜSLÜMANLARIN DEİZME VE ATEİZME YÖNELMESİ 8



Müslüman ve imam hatipli gençlerin deizme yönelmesinin sebepleri

Din eğitimine doğrudan başlamanın zamanı
1. Bütün pedagoglar ve psikologlar, çocukların soyutlama ve soyut kavramları anlayabilme yaşının 10-11 olduğu üzerinde mutabıktır.
Durum böyle iken ana sınıfındaki çocuklara din eğitimi vermeye, kız çocuklarını "saçının bir teli görünürse cehennemde kırk yıl yanarsın." diye korkutarak din öğretmeye kalkışırsanız, bir süre sonra başka kızların saçlarını örtmediğini, hiçte cehennemde yanmadığını görecekler ve bu inançları  sarsılacaktır. O zaman, Allah bunlar kötü niye cezalandırmıyor diye bilinç dışında düşünecektir.

2. Anaokulundan itibaren çocuklar gazete okumuyorsa da tv izliyor. Aynı din öğretimi yapılan kursta çocuklara tecavüz haberlerini izleyince mutlu mu oluyorlar?

3. Çocuklara en başında yalan söylemeyin, kimseye küfür etmeyin, çalmayın, faiz haramdır deyiniz, sonra bütün bunların kocaman insanlar tarafından yapıldığını görünce çocuklar zihinsel bir karmaşaya düşmezler mi?

4. Çocuklara tecavüz eden ve son zamanlarda çok yoğunluklu olarak yaşanan din kurslarında hocaların çocuklara tecavüz haberleri hocaların inandırıcılığını ortadan kaldırma mı?

5. Her gün baklava yiyerek karın doyuramayız. Bir gün, iki gün... sonra yeter artık deriz.
Siz 3-4 yaşından itibaren din, Allah, günah, Kur"an gibi anlamadıkları kavramları anlamalarını beklerseniz, bir gün isyan eder. Ve bir gün "Din, Allah, cehennem, bu ne yahu?" diye sormaya başladıktan sonra çocuk, gençliğinde bunu bilinçaltından çıkararak "Tamam Allah var, ama bu hocaların dediklerinin hepsi yalan." diye düşünmeye başlamasıyla deizm devreye girmiş demektir. Allah"tan ümidini kesince de artık ateist olmaması için hiç bir sebep kalmaz.

Akıllı bir veli çocuğunu dindar yapmak için çabalamaz. Onu kendi gelişimine, din öğrenmeye hazır olduğu zihinsel olgun zamanında, kendine din ve Allah ile soru sormaya başladığında onunla bu konuyu aşırıya kaçmadan adım adım konuşmalıdır. Dindar değil, dini ve ahlâkî yaşayan bir nesil yetiştirmeye ihtiyacımız vardır. Yalnız bizim için mi? Dünya insanları için.
Dr. Nusret Alperen pedagog



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JAN AMOS COMENİUS (1592-1670)

JAN AMOS COMENİUS (1592-1670) Döneminin önemli düşünürlerinden biridir. Önemi ise, birçok fikrinin günümüzde bile uygulanabilir olmasıdır. Lâtince ve ilahiyat tahsil etmiş. Eğitimdeki aksaklıkları görmüş ve düzeltmek istemiştir. Birçok ülke ve şehir dolaşmış, birçok okulda öğretmenlik ve hayatının son döneminde papazlık yapmıştır. Bacon, Ratka ve Vives”in etkisinde kalmıştır. İngiltere”, İngiliz okullarını ıslah etmek üzere davet edilmiş, burada bütün bilimleri bir araya toplayacak bir ansiklopedi (pansofi) yazmak istemişse de başarılı olamamıştır. “Comenius, muhtelif işlerde çalışmış ve muhtelif problemler üzerinde kafa yormuştu. İlk önce papaz sıfatıyla mezheplerin ortadan kaldırılmasına gayret etmişti. Mezhep savaşları ile Avrupa”nın tam bir sefalete ve fakirliğe düştüğünü gören Comenius, bu işin çok önemli olduğuna kanaat getirmişti. Fakat sakin bir hayat yaşayamadığı ikide birde göç etmek zorunda kaldığı için bu idealini gerçekleştirmeye muvaffak olamamıştı.  Bereket ...

MONTAİGNE"nın eğitime ilişkin görüşü.

MİCHEL MONTAİGNE  1533-1592 Fransız edibi ve Rönesans filozofu. Görüşlerini dilimize de çevrilen Denemeler (Essais) adlı eserinde toplamıştır. Denemeler isimli bu eser dilimize çevrilmiştir. “Denemeler isimli eserinde hayata yakın ve çocuğun tabiatına uygun bir eğitim tarzını savunmuş, devrinin Latin okuluna ve bu okulda uygulanan korkunç ezberciliğe, ölü bilgilere ve otoriteye dayanan sert ve katı eğitim anlayışına karşı çıkmıştır. [1] “Bunun yerine serbest şekilde karşılıklı konuşmayı öğretim metodu olarak tavsiye etmiştir. Buna rağmen o da eski dillerin öğretilmesinden vaz geçmemiş, yalnız canlı mükâleme alıştırmalarıyla basitleştirmelerini ve kolaylaştırmalarını istemiştir. [2] Beden eğitiminin eğitsel değerini bilhassa belirtmiştir. Aile ocağını çocukların eğitimi için elverişli bulmamakta, hakiki terbiyenin eğiticilerle çocukların bir arada bulunmaları sayesinde mümkün olabileceğini ileri sürmüştür” (R.G. Arkın, s.318). “Eserinin yirmi beşince bölümünde, köksüz ve ...

Medeniyeti oluşturan unsurlar

Medeniyeti oluşturan unsurlar Bugün ulaştığımız medeniyet seviyesine ulaşmamız en başından itibaren 70-80 bin yıllık insanlık macerasının eseridir. Medeniyetin oluşturulmasında insanın iç ve dış dünyası olmak üzere iki ana unsurdan söz edebiliriz: İç dünya unsurları: zekâ/akıl ve içgüdüler Bu maceranın en başında konuşma anlamında dilin oluşmuş olması gelir. Tabiîdir ki dilin oluşması için insanın doğuştan getirdiği aklını/zekâsını kullanabilmesi gerekir. [1] İnsan ve diğer canlılar doğarken zekâ ile birlikte içgüdülerle ve reflekslerle de donatılmıştır. Refleksler, bir canlının hayatını devam ettirebilmek için kullandığı bilinçdışı davranışlardır. Canlının kendini koruması yönünde etkinliği vardır. Başka bir söyleyişle canlıyı tehlikeye karşı koruyan bilinç dışı etkinliklerdir. Bunlar öğrenilmez ve hatta eğitilemez. İçgüdüler de doğuşla gelir ve kişiyi amaçlı ve bilinçli etkinliklere yöneltir. İçgüdülerin en temel özelliği insanlarda ve bazı hayvan türlerinde eğitileb...