Ana içeriğe atla

MÜSLÜMANLIKTAN DEİZME DOĞRU 4

MÜSLÜMANLIKTAN DEİZME VE ATEİZME DOĞRU GİDİŞ   4


Metodik uygulamalar
Yanlış uygulamalar: Çocuklarınızı yanlış eğitiyorsunuz.
İnsan yavrusuna din hayatını doğru yaşatmak için ona doğru bilgiler verilmesi gerekir: Filân şıh uçtu, filan şeyh minderinin altından altın çıkarttı, falan muska yazdı iyileşti, şu sureyi şu kadar okursanız dileğiniz olur; şunu yaparsanız cehenneme gider, bunu yaparsanız cennete gidersiniz gibi hurafelerle ve korkutmalarla dinle ilgili bazı bilgiler verebilirsiniz, ama dini yaşatamazsınız, çünkü soyut kavramlar dönemini geçtikten sonra bunun ne kadar uydurma olduğunu düşünmeye ve bunun sonucu dine karşı soğukluk duymaya başlar.
Çocuklara müspet ve Kurânî anlamda dini öğretmenin ve yaşatmanın iki uygulaması vardır: eğitim ve öğretim,
Eğitim yönü ve metodu  
 Bütün pedagogların hem fikir olduğu temel husus, çocuk için erinlik çağına ve hatta daha ötesine kadar yegane rol-model anne ve babadır. Demek ki çocukların temel kişilik ve karakter özelliklerinin oluşmasında anne ve babanın tutumu, davranışı, aile içi eşler arasındaki ilişkiler, komşuluk ve akrabalık ilişkileri, geleneklere uygun yaşama, yardımlaşma, inanç ve ibadetlerini yapma, ahlâkî değerleri yaşama, çocuklar arasında adalet gibi yaşayış biçimlerinin tümü, çocuğun bebeklikten itibaren görüp bilinçaltına aldığı, bilinçdışı edinmeye başladığı; takvim ve zihinsel yaşına uygun olarak da gelişiminin her basamağında bunları uygulamaya ve yapmaya başladığı bir gerçektir.
Bu durumu; çocuğun görsel ve işitsel algılarla oluşturacağından annesinde ve babasında bizzat görmesi gerekir. Bu bakımdan anneler ve babalar, yukarıda belirtilen hususlara dikkat ederek yaşamalıdır. [1] Dinin ibadet ve inanç esaslarını yaşamak da bu cümledendir.
Evde namaz kılan herkes bilir ki daha 2-3 yaşındaki çocuklar annesiyle ve babasıyla birlikte namaz kılar. 5-6 yaşına gelince onlar gibi oruç tutmak ister. Çünkü bunlar, çocuğun ailesi ile birlikte yaşadıklarıdır. Bazı babalar çocuklarını Cuma ve bayram namazına götürür, bazen baba, “Camiye gidiyorum.” diye eşine ve çocuklarına duyurur. Cuma akşamı veya ramazan ayında baba veya anne Kur”an okur. İftar kavramını edinir. Bunlar hep çocuklar tarafından algılanır ve edinilir.
Demek ki gerçek eğitim, din ile gelecekte yaşayamaya etki edecek edinimler, aile ortamında gerçekleşir. Bu, bilinçdışı geleneksel ve edinimsel öğrenme yöntemidir (Bkz. öğrenme, edinme, kazanma, ezberleme, Kur”an öğrenme yaşı).
Öğretim kaynakları ve yöntemi
Programlı ve plânlı bilgiler; aile ortamındaki plânsız, tesadüflere ve fırsatlara bağlı eğitim ve öğretime göre kuramsaldır ve öğrenmeye/öğretmeye yöneliktir (bmb).
Öğretimin temel vazgeçilmezinden biri öğretmen diğeri de kitap ve özellikle ders kitabıdır.
Ders kitaplarında öğrencinin algısal yeterliği, genelleme yapabilme, soyutlama, soyut kavramları anlama düzeyi gibi hususlar dikkate alınmalıdır. Bir başlık altında anlatılan konuda, öğrencilerin anlamını bilmediği, bilemeyeceği veya öğretilmesi gereken 3-4 kelimeden fazlası bulunmamalıdır. Anlatım sade, cümleler kısa ve kurallı, imlâ ve noktalama işaretleri doğru kullanılmış olmalıdır. Aşırıya kaçmamak üzere sayfalara çeşitli motifler ve resimler konulabilir.
Din öğretiminin ders kitabı dışında başlıca kaynak olarak Kur”ân”dan bazı sureler veya ayetler, sahih hadisler, bazı İslâm büyüklerinin örnek hayatı, daha ileri sınıflar için peygamberler tarihi sayılabilir. Bu ayetler ve hadisler, yaşama sevincine, bilime, ahlâkî değerlere yönelik olanlardan seçilmelidir.
Bu dersin öğretiminde takrir, soru cevap yöntemleri uygulanabilir.
Bu metotların doğru ve etkili olabilmesi için öğretmenin bu metotları kullanma konusunda yeterli bilgi ve becerisinin olması gerekir (Bkz. metotlar/yöntemler).
Samimîyet
Dinin Kur”ân”da vaz edildiği gibi yaşanması, ahlâkın kendi değerlerine göre yaşanması, demokrasinin demokrasi gibi yaşanması, sosyal münasebetlerin görgü kurallarına göre yaşanması; tamamen hayvansal içgüdülerle doğan insan yavrusunu insan yapmak demektir. Bunları yaşamak için önce öğrenmek gerekir. Demek ki öğrendiğimiz gibi yaşamak, öğretildiği gibi yaşamak insan olmak için esastır. İçgüdüleri eğitilmemiş, ya da içgüdülerine göre hareket eden, düşünen bir canlı şeklen insana benzese bile hayvandan ne kadar farklı olur?
Öğrendiği gibi yaşamak, öğrendiği gibi düşünmek ve hayal etmek tamamen samimîyetle ilgilidir. Bu nedenle “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” demiştir Mevlâna.
Hep bize Müslüman olmak için Şahadet kelimesini dilinle söyleyeceksin, kalbinle tasdik edeceksin.” diye öğretmişlerdir. Buna, “Müslüman gibi yani Kur”ân”ın gösterdiği gibi de yaşayacaksın.” Cümlesini eklemek gerekir. İnançta samimîyet böyle gerçekleşir.  
Ahlâk ve din  Bkz. Ahlâk.
Ahlâk, adalet, fazilet gibi değerler ve yaşantılar, hep evrensel değerler olarak kabul edilir. Oysa bu değerler, Musa peygambere Allah tarafından verilen On Emir”de belirtilmiş, Kur”ân”da da bu emirler yenilenmiş ve genişletilmiştir. Ayrıca Müslümanların Peygamberi hem Medine Sözleşmesinde ve hem de Veda Hutbesinde tekrarlanmıştır.
Kur”ân”da, ibadetler çok ahlâktan, düşünmeden ve aklı kullanmadan yani bilimden söz eder. Bu nedenle İslâmiyet”in temeli ahlak ve bilimdir. Ahlâk olmaksızın din olmaz. Zira diğer bütün din ve inançlarda da ahlâk vardır ve inançlar bunun üzerine inşa edilmiştir. 


[1] Çocuklar, yemek seçmesin diye, sevmediğim hâlde pırasa ve bamya yemeklerini onlarla birlikte yedim. Böylece onların yemek seçmesini önlemeye çalıştım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JAN AMOS COMENİUS (1592-1670)

JAN AMOS COMENİUS (1592-1670) Döneminin önemli düşünürlerinden biridir. Önemi ise, birçok fikrinin günümüzde bile uygulanabilir olmasıdır. Lâtince ve ilahiyat tahsil etmiş. Eğitimdeki aksaklıkları görmüş ve düzeltmek istemiştir. Birçok ülke ve şehir dolaşmış, birçok okulda öğretmenlik ve hayatının son döneminde papazlık yapmıştır. Bacon, Ratka ve Vives”in etkisinde kalmıştır. İngiltere”, İngiliz okullarını ıslah etmek üzere davet edilmiş, burada bütün bilimleri bir araya toplayacak bir ansiklopedi (pansofi) yazmak istemişse de başarılı olamamıştır. “Comenius, muhtelif işlerde çalışmış ve muhtelif problemler üzerinde kafa yormuştu. İlk önce papaz sıfatıyla mezheplerin ortadan kaldırılmasına gayret etmişti. Mezhep savaşları ile Avrupa”nın tam bir sefalete ve fakirliğe düştüğünü gören Comenius, bu işin çok önemli olduğuna kanaat getirmişti. Fakat sakin bir hayat yaşayamadığı ikide birde göç etmek zorunda kaldığı için bu idealini gerçekleştirmeye muvaffak olamamıştı.  Bereket ...

MONTAİGNE"nın eğitime ilişkin görüşü.

MİCHEL MONTAİGNE  1533-1592 Fransız edibi ve Rönesans filozofu. Görüşlerini dilimize de çevrilen Denemeler (Essais) adlı eserinde toplamıştır. Denemeler isimli bu eser dilimize çevrilmiştir. “Denemeler isimli eserinde hayata yakın ve çocuğun tabiatına uygun bir eğitim tarzını savunmuş, devrinin Latin okuluna ve bu okulda uygulanan korkunç ezberciliğe, ölü bilgilere ve otoriteye dayanan sert ve katı eğitim anlayışına karşı çıkmıştır. [1] “Bunun yerine serbest şekilde karşılıklı konuşmayı öğretim metodu olarak tavsiye etmiştir. Buna rağmen o da eski dillerin öğretilmesinden vaz geçmemiş, yalnız canlı mükâleme alıştırmalarıyla basitleştirmelerini ve kolaylaştırmalarını istemiştir. [2] Beden eğitiminin eğitsel değerini bilhassa belirtmiştir. Aile ocağını çocukların eğitimi için elverişli bulmamakta, hakiki terbiyenin eğiticilerle çocukların bir arada bulunmaları sayesinde mümkün olabileceğini ileri sürmüştür” (R.G. Arkın, s.318). “Eserinin yirmi beşince bölümünde, köksüz ve ...

Medeniyeti oluşturan unsurlar

Medeniyeti oluşturan unsurlar Bugün ulaştığımız medeniyet seviyesine ulaşmamız en başından itibaren 70-80 bin yıllık insanlık macerasının eseridir. Medeniyetin oluşturulmasında insanın iç ve dış dünyası olmak üzere iki ana unsurdan söz edebiliriz: İç dünya unsurları: zekâ/akıl ve içgüdüler Bu maceranın en başında konuşma anlamında dilin oluşmuş olması gelir. Tabiîdir ki dilin oluşması için insanın doğuştan getirdiği aklını/zekâsını kullanabilmesi gerekir. [1] İnsan ve diğer canlılar doğarken zekâ ile birlikte içgüdülerle ve reflekslerle de donatılmıştır. Refleksler, bir canlının hayatını devam ettirebilmek için kullandığı bilinçdışı davranışlardır. Canlının kendini koruması yönünde etkinliği vardır. Başka bir söyleyişle canlıyı tehlikeye karşı koruyan bilinç dışı etkinliklerdir. Bunlar öğrenilmez ve hatta eğitilemez. İçgüdüler de doğuşla gelir ve kişiyi amaçlı ve bilinçli etkinliklere yöneltir. İçgüdülerin en temel özelliği insanlarda ve bazı hayvan türlerinde eğitileb...