Ana içeriğe atla


1. MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ

Üçüncü Kısım
ÂDEM’İN YARATILIŞI
Âdem’in Cennet’te ne zaman yaratıldığı ve burada ne kadar zaman kaldığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak Cennet’ten kovulduğu ve yeryüzünde yaşadığı zamana ilişkin az-çok yaklaşık bir zaman belirlemek mümkündür.
Âdem, tarih öncesi çağların en başında yeryüzüne gönderilmiştir ki o, taş devri dediğimiz zamanda, çocukları ve torunlarıyla birlikte yaşamış olmalıdır. Bu da günümüzden yaklaşık 50 bin yıl öncesine işaret etmektedir.
Kur’an’a göre Âdem’in yaratılışı
O (Allah) hem can veren hem can alandır. Hepiniz ona döndürülüp götürüleceksiniz. Yunus 56
Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz bilin ki size ne olduğunuzu açıklayayım: Şüphesiz biz sizi topraktan, [1] sonra spermadan, [2] sonra bir embriyodan, sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından yaratmışızdır. Dilediğimiz belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. [3] Sonra sizi bir çocuk olarak çıkartırız, sonra sizi olgunluk çağına erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber kimimiz öldürülür keminiz de önceki bilgisinden sonra hiçbir şey bilmemek üzere ömrünün en fena zamanı olan yaşlılığa ulaştırılır. [4] Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir. [5] Hac 5
İşte bunlar gösteriyor ki Allah, şüphesiz haktır. Şüphesiz ölüleri diriltir ve o her şeye kadirdir. Hac 6
Sizi yeryüzünde yatıp türeten O’dur. Sırf onun huzurunda toplanacaksınız. Mü’minun 79
Allah yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O’nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız? Mü’minun 80      
‘Allah, yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı÷sonra göğe yöneldi, onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir.’ Bakara 29
Bir zamanlar rabbin, meleklere ‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.’ demişti. Melekler, ‘Biz seni överek tespih ederken, bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın?’ dediler. Allah, meleklere, ‘Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.’ dedi. Bakara 30
Sizi yarattık, sonra size biçim verdik, sonra da meleklere: ‘Âdem’e secde edin.’ dedik; hepsi secde ettiler, yalnız İblis secde edenlerden olmadı. A’raf 11
Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah’tır. [6] O eşini kucaklayıp sarılınca, ona yaklaşınca eşi hafif bir yük yüklendi (hamile kaldı). Bir müddet böyle geçti derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Allah’a şöyle dua ettiler: ‘Eğer bize Salih bir evlât verirsen, biz, muhakkak şükredenlerden olacağız. A’raf 189
 ‘Biz, insanı en güzel biçimde yarattık.’ Tîn Suresi 4.
Allah, Âdem’e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip, ‘Haydi söylediklerinizde sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin.’ dedi. Bakara, 31
Melekler dediler ki, ‘Ya rabbi, sen yücesin. Bizim, senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Şüphesiz, sen bilensin, hakimsin.’ Bakara 32
 Allah, ‘Ey Âdem, bunlara onları isimleriyle haber ver.’ dedi. Bu emir üzerine Âdem, onlara isimleriyle onları haber verince, Allah ‘Ben size, ben göklerin ve yerin bilinmeyenlerini bilirim, sizin açıkladığınızı da içinizde gizlediğinizi de bilirim.’ dememiş miydim?’ dedi. Bakara 33



[1] Âdem”in yaratılışı kast ediliyor.
[2] Âdem ile eşinin birleşmesi kast ediliyor.
[3] Kur”an-ı Kerîm ve Türkçe meali, a.g. eserin dipnotu: Bu ayet, insanın ana karnında şu safhalardan geçtiğini bildirmektedir: 1. Sperma (nutfe), 2. Alaka: Asılıp tutunan, sülük gibi bir yere yapışan şey demek olup aşılanmış yumurtanın rahim cidarına tutunmasını ifade eder. 3. Muhalaka ve gayri muhalaka: Münasip olan ve hem de münasip olmayan bir çiğnem etten, yani uzuvları zaman içinde oluşan canlı yani embriyo safhası.
[4] “Hiçbir şey bilmemek üzere yaşlılığa ulaşmak” zihinsel yeteneklerin yitirilmesi, hatırlayamama, geçmişi unutma, hâli bilememe.
[5] Allah, bu ayette insanın anne rahmine düşmesinden ölümüne kadar olan hayat safhasına ilişkin bir biyoloji dersi veriyor.
[6] Kur”an”da Âdem”in eşinin adından söz edilmiyor. Eşinin yaratılışını ise “… Sükûnet bulsun diye eşini de ondan yani Âdem”den yarattık.” deniyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JAN AMOS COMENİUS (1592-1670)

JAN AMOS COMENİUS (1592-1670) Döneminin önemli düşünürlerinden biridir. Önemi ise, birçok fikrinin günümüzde bile uygulanabilir olmasıdır. Lâtince ve ilahiyat tahsil etmiş. Eğitimdeki aksaklıkları görmüş ve düzeltmek istemiştir. Birçok ülke ve şehir dolaşmış, birçok okulda öğretmenlik ve hayatının son döneminde papazlık yapmıştır. Bacon, Ratka ve Vives”in etkisinde kalmıştır. İngiltere”, İngiliz okullarını ıslah etmek üzere davet edilmiş, burada bütün bilimleri bir araya toplayacak bir ansiklopedi (pansofi) yazmak istemişse de başarılı olamamıştır. “Comenius, muhtelif işlerde çalışmış ve muhtelif problemler üzerinde kafa yormuştu. İlk önce papaz sıfatıyla mezheplerin ortadan kaldırılmasına gayret etmişti. Mezhep savaşları ile Avrupa”nın tam bir sefalete ve fakirliğe düştüğünü gören Comenius, bu işin çok önemli olduğuna kanaat getirmişti. Fakat sakin bir hayat yaşayamadığı ikide birde göç etmek zorunda kaldığı için bu idealini gerçekleştirmeye muvaffak olamamıştı.  Bereket ...

MONTAİGNE"nın eğitime ilişkin görüşü.

MİCHEL MONTAİGNE  1533-1592 Fransız edibi ve Rönesans filozofu. Görüşlerini dilimize de çevrilen Denemeler (Essais) adlı eserinde toplamıştır. Denemeler isimli bu eser dilimize çevrilmiştir. “Denemeler isimli eserinde hayata yakın ve çocuğun tabiatına uygun bir eğitim tarzını savunmuş, devrinin Latin okuluna ve bu okulda uygulanan korkunç ezberciliğe, ölü bilgilere ve otoriteye dayanan sert ve katı eğitim anlayışına karşı çıkmıştır. [1] “Bunun yerine serbest şekilde karşılıklı konuşmayı öğretim metodu olarak tavsiye etmiştir. Buna rağmen o da eski dillerin öğretilmesinden vaz geçmemiş, yalnız canlı mükâleme alıştırmalarıyla basitleştirmelerini ve kolaylaştırmalarını istemiştir. [2] Beden eğitiminin eğitsel değerini bilhassa belirtmiştir. Aile ocağını çocukların eğitimi için elverişli bulmamakta, hakiki terbiyenin eğiticilerle çocukların bir arada bulunmaları sayesinde mümkün olabileceğini ileri sürmüştür” (R.G. Arkın, s.318). “Eserinin yirmi beşince bölümünde, köksüz ve ...

Medeniyeti oluşturan unsurlar

Medeniyeti oluşturan unsurlar Bugün ulaştığımız medeniyet seviyesine ulaşmamız en başından itibaren 70-80 bin yıllık insanlık macerasının eseridir. Medeniyetin oluşturulmasında insanın iç ve dış dünyası olmak üzere iki ana unsurdan söz edebiliriz: İç dünya unsurları: zekâ/akıl ve içgüdüler Bu maceranın en başında konuşma anlamında dilin oluşmuş olması gelir. Tabiîdir ki dilin oluşması için insanın doğuştan getirdiği aklını/zekâsını kullanabilmesi gerekir. [1] İnsan ve diğer canlılar doğarken zekâ ile birlikte içgüdülerle ve reflekslerle de donatılmıştır. Refleksler, bir canlının hayatını devam ettirebilmek için kullandığı bilinçdışı davranışlardır. Canlının kendini koruması yönünde etkinliği vardır. Başka bir söyleyişle canlıyı tehlikeye karşı koruyan bilinç dışı etkinliklerdir. Bunlar öğrenilmez ve hatta eğitilemez. İçgüdüler de doğuşla gelir ve kişiyi amaçlı ve bilinçli etkinliklere yöneltir. İçgüdülerin en temel özelliği insanlarda ve bazı hayvan türlerinde eğitileb...