Sevgili okuyucularım!
Biraz ara vermiştim. MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ adlı kitabımı tamamlamak üzereyim. Sayfa numarası vermedim ama sanırım 10 cilt olacak. Destek kitaplarıyla birlikte 15-16 cilt olur.
Bu kitaptan daha önce bazı bölümler vermiştim. Bu defa birinci cildin ilk sayfalarını vereceğim.
İyi geceler. Selamlar. Dr. Nusret Alperen
Maalesef resimler çıkmıyor.
1
Biraz ara vermiştim. MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ adlı kitabımı tamamlamak üzereyim. Sayfa numarası vermedim ama sanırım 10 cilt olacak. Destek kitaplarıyla birlikte 15-16 cilt olur.
Bu kitaptan daha önce bazı bölümler vermiştim. Bu defa birinci cildin ilk sayfalarını vereceğim.
İyi geceler. Selamlar. Dr. Nusret Alperen
Maalesef resimler çıkmıyor.
1
İKİNCİ BÖLÜM
Birinci Kısım
YARATILIŞ
EVREN”İN, YERYÜZÜ”NÜN VE İNSANIN YARATILIŞI
Terimler ve
kavramlar
Kolay anlaşılması için konuda geçen terimleri ve
kavramları kısaca tanımlayalım. [1]
Yaratmak: Olmayan bir şeyi var etmek.
Yaratılış: Tanrı tarafından yoktan
var edilme işi.
Kâinat: gök, Evren.
Uzay: a.
gök b. 1. Bütün varlıkların
içinde bulunduğu sonsuz boşluk, feza, mekân. 2. Bütün gök cisimlerinin içinde
bulunduğu sınırsız boşluk.
Arş /kürsü.
Arz: yeryüzü.
Evren: Kâinat.
Gök: içinde
gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, sema, asuman, feza. 2.
Yeryüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, gök kubbe, sema.
Sonsuz: Sonu olmayan, bitmeyen, ebedî.
Ateist: Bir yaratıcıya inanmayan.
Kuram /teori/ nazariye:
Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi. 2. Belirli bir konudaki
düşüncelerin, görüşlerin bütünü:
Big Bang: Büyük Patlama anlamında yaygınlaşsa da
kuramın esas özü Evren”in genişlemesi anlamındadır.
İlâhî zaman
Zaman Rabbinin katında bir gün, sizin
sayacaklarınızdan bin sene gibidir. Secde 5
O, gökten yere, işleri düzenler, sonra da o işler,
sizin saydıklarınızdan bin yıl kadar olan bir günde O”na yükselir. Hac 47 Melekler ve ruh (Cebrail,)miktarı
elli bin yıl süren bir gün içinde O”na çıkar. Meariç 4
KÂİNAT”IN/EVREN”İN VAROLUŞU [2]
Kutsal kitaplarda, aşağıda da belirtileceği gibi görüp
görmediğimiz bütün varlıklar Allah”ın “Ol!” deme iradesi ile var olduğu anlatılmaktadır.
19. Yüzyıla kadar kimse bunun nasıl olduğu üzerinde düşünmemiştir. Bu asırdan
sonra biri Evren”in sonsuzdan beri var oluşu, diğeri de Big Bang olmak üzere
iki kuram ortaya atılmıştır. Kutsal kitapların anlatımı ile bu konuda 3 temel
görüş vardır.
1. EVREN”İN
SONSUZDAN BERİ VAR OLUŞU
Evren”in yaratılışı, bundan bir asır önce,
astronomların önemli bir bölümü tarafından göz ardı edilen bir kavramdı. Bunun
nedeni ise, 19. yüzyıldaki bilim anlayışının, Evren”in sonsuzdan beri var
olduğu varsayımını benimsemesiydi. Evren”i inceleyen bilim adamlarının çoğu,
zaten sonsuzdan beri var olan bir maddeler bütünüyle karşı karşıya olduklarını
sanıyor ve Evren için bir "yaratılış", yani başlangıç olduğunu
akıllarından bile geçirmiyorlardı.
Eski Yunan”dan beri var olan
ancak daha sonra unutulan materyalizm, yeniden gündeme geldi. Bunu gündeme getiren
ise Alman filozofu İmmanuel Kant oldu. [3]
Kant”a göre Evren,
başlangıcını olmayan zamandan beri vardır ve sonu olmayan zamana kadar da devam
edecektir. Buna göre Evren sonsuzdur, haliyle bir başlangıcı ve sonu yoktur. Evren
sonsuzdan gelip sonsuza gitmektedir.
Evren”in başlangıcının ve
sonunun olmaması anlayışı materyalizmi savunanların ve ateistlerin işine
gelmiştir. Çünkü sonsuz geçmiş zamandan beri var olan bir şeyin yaratılmamış
olduğu yani onlara bir yaratanın olmadığı kabul edilir.
Bu anlayış, Big Bang kuramı
ortaya çıkana kadar devam etmiş Karl Marx ve Engels gibi diyalektik
materyalistler tarafından da benimsenmiştir.
2. BİG-BANG KURAMI
(BÜYÜK PATLAMA)
Büyük patlama teorisi, yaklaşık 13,8 milyar yıl önce Evren”in
tek ve belirsiz bir hacme sahip bir noktadan (tekillikten) hızla genişleyerek
bugünkü halini aldığını söyler. [4]
Big Bang kuramını savunanlara göre Evren”in bir
başlangıcı vardır. Ancak, bu kuramı ortaya koyanlar ve savunanlar bu başlangıcın
nasıl var olduğu üzerinde durmazlar. [5]
Astronom Hubble, teleskopla gökyüzünü gözlemlerken,
yıldızların birbirinden uzaklaştığını fark etti. Bu uzaklaşma yıldızların
uzaklığına göre kızıl renge doğru yayılıyordu. Bunun anlamı şuydu: Yıldızların
birbirinden uzaklaşması demek, Evren”in giderek genişlemesi demektir. Tıpkı
şişirilmekte olan bir balonun üzerinde işaretlenen noktaların birbirinden genişleyerek
uzaklaşması gibi.
|
||||
![]() |
||||
Balonun şişkinliği arttıkça yani hacmi genişledikçe
noktalar da bir birinden uzaklaşıyor ve genişliyor.
Bu kuramı savunanlara göre Evren başlangıçta çok küçük,
nokta kadar, yoğun enerji ve madde içeren bir kütleydi. Bu kütle Evren”in bütün maddesel özelliklerini
taşıyordu. Kısaca Evren en başında sıfıra yakın hacimdeydi.
Bu büyük Evren, sıfıra yakın hacimde olan minik Evren”in genişlemeye
başlamasıyla oluşmaya başladı. Bu oluşumun genişlemeye başlamasına Big Bang
yani Büyük Patlama dedilerse de gerçekte bir patlama değil, genişlemeydi.
Genişlemenin başlamasından sonra bu nokta kadar olan Evren”in
üzerindeki maddesel tanecikler –kuarklar- birbirinden uzaklaşmaya ve
genişlemeye başladı. [6]
Sıfır veya sıfıra yakın büyüklük nasıl fark edildi?
Zaman ilerledikçe genişleyen bu minyatür Evren, geriye
doğru gidildikçe, yani başlangıca doğru gidildikçe Evren”in küçülmesi ve
nihayet sıfıra yaklaşması gerekir.
Ancak sıfır mümkün mü? Sıfır, mümkün değil. Sıfır
“yok” demektir. Ancak genişleyen bir madde varsa geriye doğru sarıldığında da
küçülür ve en nihayet sıfır yani yok olur.
Big Bang teorisyencileri bu minyatür Evren”in
genişleme ve daralmasıyla ilgilenmişler, onun nasıl var olduğu ile
ilgilenmemişlerdir. Bu nedenle bu teori bir yaratılış veya varoluşu araştırmaz.
Big Bang”in
bilimsel açıklaması [7]
Her önemli ve geçerli teoride olduğu gibi, büyük
patlama teorisi de kendisini doğrulayacak kanıt öngörülerinde
bulunur. Örneğin, teoriye göre Evren”in çok uzak köşelerindeki galaksilere
baktığımızda onların ışıkları bize çok geç ulaştığı için milyarlarca yıl önceki
gençlik hallerini görmeliyiz. Ki zaten, ışık hızı sınırlı
olduğu için gençlik hallerini görürüz. Yazının başında belirttiğimiz gibi,
Evren”in ilk oluşum aşamalarında hidrojen ve helyum haricindeki ağır elementler
Evrende az bulunuyordu. Büyük patlama teorisi der ki; “gözlemlediğimiz
bu çok uzak galaksilerin ışık tayfını incelersek, ağır elementlerin yakınımızdaki
galaksilere oranla daha az oranda olduğunu bulmamız gerekir”.
Ve gerçekten de, bilim insanları uzak galaksi
kümelerinden gelen ışığı analiz ettiklerinde ağır elementlerin çok az miktarda
bulunduğunu gördüler. Bugün teleskoplarımızla çok uzak galaksi kümelerinin
ışığını incelediğimizde, -bazı istisnalar haricinde- bu galaksilerdeki
yıldızların ağır element bakımından oldukça fakir olduğunu gözlemliyoruz.
Yine teoriye göre; Evren”in tekil bir noktadan
genişlemeye başladıktan sonraki ilk 380 bin yıl boyunca ışık
yayılamaz. Çünkü Evren bu süre boyunca ışığın içinde yayılamayacağı kadar
yoğundur. Evren 380 bin yaşına girdiğinde ise, yoğunluk ışığın yayılabileceği
kadar düşer ve ışık aniden tüm Evrene yayılır. Bu durum için büyük patlama
teorisi bize şunu söyler: “eğer öyleyse, o aniden yayılan ışınımın
dalga boyu şu anda 1,9 mm, yani 2,7 kelvinlik bir kara cisim ışıması
şeklindedir ve Evrende nereye bakarsak bakalım görünebiliyor olmalı”.
Yine evet, gerçekten de bu öngörü doğru çıktı. Bilim
insanları Arno Penzias ve Robert Woodrow Wilson, “Kozmik
Mikrodalga Arka plan Işıması” adı verilen bu 2,7 kelvinlik ışımayı Evren”in
her yanında gözlemlediler. Bugün, uzaya gönderdiğimiz gözlem uyduları sayesinde
arka plan ışımasını çok detaylı biçimde haritalandırmayı başarmış durumdayız.
Unutmayın; bir teorinin açıklayamadığı bazı şeylerin
olması, o teorinin yanlış olduğu veya çürütüldüğü anlamına gelmez.
MÜLAHAZA
Burada
"tekillik" hakkında bilgimiz olmayan şeydir, deniyor. Buna göre
bilgimiz olmayan bir kavram veya şey ile bir kuram açıklanmaya çalışılıyor.
Yani bilimsel bir konu, bilinmeyen ile açıklanmaya çalışılıyor.
Sonra Bir
nesne veya şey, "sıfır hacimli" olmaz. Sıfır ve sıfır altı
"yok" veya "yokluk" demektir. Hatta küçüklüğü veya varlıklılığı
sıfıra ne kadar yakın olursa olsun (milyarda 1 bile olsa) o şey var demektir,
matematiksel değeri o kadar olsa bile varlıksal değeri "bir" olmak
gerekir. Tekillikten kasıt varlığın ne kadar küçük olursa olsun 1 demek
olduğudur.
İçerisinde
enerji ve Evrendeki bütün varlıkların özelliklerini taşıyan partiküller
–parçacıklar olan minik ve minyatür bir Evren vardır. Bu genişlemede bu minik varlık
veya "minyatür Evren" yahut "Evren”in minyatür hâli" balon
örneğindeki gibi- genişledikçe bu maddesel parçacıklar da genişliyor,
enerji de yayılıyor ve neticede uzay dediğimiz boşlukta uzay cisimlerini
oluşturuyor.
Ancak
cevaplandırılması gereken iki soru var:
1.
Bu minyatür Evren nasıl meydana geldi veya nasıl oluştu?
2.
Bu minyatür Evren acaba niçin genişlemeye başlamıştır?
Esasen
Kur"an"da Evren”in genişlediği 15 asır öncesinden belirtiliyor. İfade
ise gayet açık. Yani Evren”in genişlediğini keşfetmek yeni değildir. Bilgi
olarak veriliyor. Yapılan iş, malumu ilân etmek oluyor. Yine Kur"ân”da Evren”in
hareket hâlinde olduğu da belirtiliyor. Bugün bilim de öyle diyor.
Esasen
Big Bang kuramının Evren”in yaratılışı ile ilgisi yok, bu kuram var olan,
minyatür bir Evren”in genişleme sonunda bugünkü haline geldiği ve halen de
genişlemeye devam ettiği ile ilgileniyor.
Oysa
yukarıdaki iki soruya cevap verecek olursak, Kitab-ı Mukaddes"te
Kur"ân"daki kadar ayrıntı yok. Orada da Kur"an"da da Evren”in
(kâinatın) 6 günde yaratıldığı, ancak bu 6 günün iki gününde -ki her gün Allah
katında bin insan yılıdır.- yeryüzünün özellikleri -coğrafî) ve yeryüzünde
var edilecek bitki, hayvan, insan, bütün maddeler ve bunların yaşamaları için
gerekli kanunlar, tabiat kanunları (fizik, kimya vs) yaratılıyor, bunlar
tamamlandıktan sonra Âdem, Cennetten çıkarılıyor.
Allah,
Kur"an"da "Ol!" ve "oldurmak/yaratmak" iradesini
kullanıyor ve minyatür uzay ve alnı zamanda genişleme yasası yaratılmış
olmalıdır. Tabii ki bu olan şey, tabiat veya Evren yasasına uygun olarak genişlemeye
başlıyor.
Bugün
ister science ister
lojik bilimler, esasen ister keşif
ister icat derecesinde olsun minyatür uzayın var edilmesinden önce konulmuş
gerek uzay ve gerekse yeryüzü kanunlarını bulup ortaya çıkartmaktadır.
Burada
bilim ve din -ki esasta İslâmiyet"in esaslarını vaz eden Kur"ân, bir
birini nakz etmemekte, bir birine ters düşmemekte, aksine birbirini
tamamlamaktadır.
Kur”ân”a göre Evren”in genişlemesi, dönmesi gibi
hususlar aşağıda ayrıca incelenmiştir.
Evren hakkında
Açık havada gece veya gündüz gökyüzüne baktığımızda
onu sonsuz gibi görürüz. Hatta bazı kitaplarda bile Evren, sonsuz olarak ifade
edilir.
Evren sonsuz değildir. Çünkü sonsuz olsa genişleme
olmazdı. Ancak Evren, gerçekte sonsuz boşluk olan uzay içinde hem dönmekte ve
hem de genişlemektedir. [8]
Evrendeki bütün yıldızlar ve onların oluşturduğu
galaksiler hem kendi etrafında hem de bağlı oldukları sistem etrafında dönmektedir.
Örneğin Yerküre, hem kendi etrafında hem Güneş”in etrafında dönmekte, içinde
bulunduğu Samanyolu Galaksisi ile de birlikte dönmektedir. Aşağıda bu sistemin
dönme hızı ile ilgili bilgi verilmiştir: [9]
“Dünya
kendi ekseni çevresinde saatte 1670 km hızla döner. Ses
hızının 1224
km olduğu düşünülürse bu oldukça büyük bir hızdır.
Dünyanın
güneş etrafındaki hızı ise saatte 108.000 km dir. Bu
da merminin hızının yaklaşık 60 katıdır. (Bu
süratte bir araç yapılsa dünyanın çevresini 22 dakikada dolaşacaktı.)
Verdiğimiz
bu sayılar sadece dünya içindir. Güneş
sistemi ise daha ilginçtir. Güneş sisteminin galaksi
merkezi etrafındaki dönüş hızı 720.000
km/saattir.
İçinde
200 milyar yıldızı bulunduran Samanyolu galaksisinin uzay içindeki hızı
ise 950.000 km dir.
Evrende
sistemler büyüdükçe hız artmaktadır. Evrende Samanyolu gibi 100 milyar civarında
galaksi bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu galaksiler içinde insan aklının alamayacağı
sayıdaki yıldızlar inanılmaz hızlarla hem kendi içlerinde hem de bağlı olduklar
sistemler etrafında dönmektedirler. Hatta bazen galaksiler
birbirlerinin içinden geçmektedir.”
[5] “Patlama” kelimesi yanlış anlaşılmalara sebep olabiliyor.
Teorinin isminde geçen “patlama” sözcüğü uzayın genişlemeye başladığını
belirtmek için kullanılır, herhangi bir maddenin sıkışıp patlaması söz konusu
değildir. Büyük Patlama bildiğimiz patlamaların aksine bazı maddelerin kimyasal
tepkimeleri sonucu basınç ve ısı oluşturması değil, uzayın genişlemesidir.
http://www.evrimagaci.org
[6] Kuark, maddenin yapı
taşlarıdır. Kuarklar bir araya gelerek birleşik yapı taşlarını oluşturur. Bu
bileşen kuarklar, atom çekirdeğindeki proton ve nötronlardır.
[8]
Geceyi, gündüzü, Güneş”i ve Ay”ı O”dur. Bunların
her biri kendi dairesinde
dolaşmaktadır. Enbiya 33
Biz, göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz (onu) genişleticiyiz.
Zariyet 47

Yorumlar
Yorum Gönder