İLK İNSANLARA BORÇLUYUZ
Bu inançlar ve kabuller bize çok ilkel gelebilir
veya gelir. Oysa bu inançlar bir gözleme, yaşantıya veya düşünceye bağlıdır. Bu
nedenle kendi çağlarının en modern inanışlarıdır. Çünkü:
O
çağın insanları, dışarıdan bakarak görmedikleri (Ki biz de ancak uzaydan çekilen resimlerden görebiliyoruz, yani Dünya’yı
doğrudan göremiyoruz.) dünya ile nasıl edinmişlerse bir tasavvur edinmişler ve
Dünya’nın bir şeyin üstünde durması gerektiğini düşünmüşlerdir. Bu düşüncelerdir
ki esasen bugünkü uzay çalışmalarının dahi en ilk düşünceleridir.
Her
toplum, Dünya’nın kendilerine göre çok önemli veya hayati değeri olan yahut
güçlü olan bir şeyin üzerinde durduğuna inanmıştır.
Bugün
bizim ilkel diye aşağıladığımız (!) insanlar, kendi zamanlarının en inanılır
düşünceleri ortaya koyarak bugün yaşadığımız medeniyetin kapısını açmıştır.
Daha
sonra gelen düşünürlere bu inançlar üzerinden tartışmışlar, bu tartışmalar
insanları şüphelere ve bu şüpheler üzerinde düşünmeye sevk etmiştir. Kısaca
insan düşünmeye başlamıştır.
İşte
bu başlangıç bugüne kadar gelişerek saince ve lojik bilimler üretmenin
başlangıcıdır. Ve onlara “ilkel” demeyiniz, onlar bizim sahip olduğumuz
imkanları hazırlayan ilk insanlardır, sadece bizden binlerce yıl önce
yaşamışlardır.
Yorumlar
Yorum Gönder