Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İLK İNSANLARA BORÇLUYUZ

İLK İNSANLARA BORÇLUYUZ Bu inançlar ve kabuller bize çok ilkel gelebilir veya gelir. Oysa bu inançlar bir gözleme, yaşantıya veya düşünceye bağlıdır. Bu nedenle kendi çağlarının en modern inanışlarıdır. Çünkü: O çağın insanları, dışarıdan bakarak görmedikleri (Ki biz de ancak uzaydan çekilen resimlerden görebiliyoruz, yani Dünya’yı doğrudan göremiyoruz.) dünya ile nasıl edinmişlerse bir tasavvur edinmişler ve Dünya’nın bir şeyin üstünde durması gerektiğini düşünmüşlerdir. Bu düşüncelerdir ki esasen bugünkü uzay çalışmalarının dahi en ilk düşünceleridir. Her toplum, Dünya’nın kendilerine göre çok önemli veya hayati değeri olan yahut güçlü olan bir şeyin üzerinde durduğuna inanmıştır. Bugün bizim ilkel diye aşağıladığımız (!) insanlar, kendi zamanlarının en inanılır düşünceleri ortaya koyarak bugün yaşadığımız medeniyetin kapısını açmıştır. Daha sonra gelen düşünürlere bu inançlar üzerinden tartışmışlar, bu tartışmalar insanları şüphelere ve bu şüpheler üzerinde düşünmeye sev...

MİLLET ve TÜRK MİLLETİ

MİLLET ve TÜRK MİLLETİ Millet; geçmişinde sevinçleri, acıları, zaferleri ile tarih birliği, hâlde duygusal ve kültürel birliğiyle birlikte yaşadığı, sosyal sözleşme ile huzur ve güven içinde yaşadığı ve gelecek için müşterek idealleri/ülküleri olan insan varlığına denir. Aynı millet duygu ve idealini taşıyan insanlar ayrı vatan topraklarında yaşayabilirler. Dinleri ve dilleri de ayrı olabilir. Bu anlamda halen yaşamakta olduğu vatan toprakları üzerinde yaşayanların mutlu, güvenli ve bir arada yaşama ve kaderde, kıvançta, tasada ortak sevinç ve duygularla birbirlerine bağlı ve saygılı olmak önemlidir. Millet, aynı coğrafya üzerinde yaşayan insanların toplamı değil, onların ortak duygu, düşünceler ve idealler etrafında kaynaşık bütünlüğüdür. Bu kaynaşık bütünlüğün içinde yer alan her bireye vatandaş denir. Farklı vatan coğrafyasında yaşayan, hatta farklı dini ve dili olan ancak aynı millete mensup olma duyguları ile bağlı olanlar da aynı millet tanımının içine yer alır. Örneğ...

ÂDEM, İLK İNSAN DEĞİLDİR.

ÂDEM, İLK İNSAN MIDIR? İLK PEYGAMBER MİDİR? Peygamber olarak bildiğimiz ve ilk peygamber kabul ettiğimiz Âdem, aslında yaratılmış ilk insan değildir. Âdem, ilk peygamber insan olarak yaratılandır. Allah bunun için meleklere “Âdem’e secde edin.” dedik… A”raf 11” demiştir. Allah, Âdem Cennet’ten Dünya’ya indirildiğinde burada bir önce yaratılmış insanlar olduğu arkeolojik kazılarda bulunan insan kemik ve kafatası kalıntılarından da anlaşılmaktadır. Başka bir münasebetle de söylenildiği gibi Allah yer yüzünde Âdem’den bu yana var olan insanlardan önce, her defasında biraz daha geliştirilmiş birçok nesil yarattığı anlaşılmaktadır. Hatta bu nesillerden her birini yeryüzünün farklı bölgelerinde, örneğin Afrika’da, Asya’da, Java’da ve Avrupa’da yarattığı da düşünülebilinir. Kur’an’da (6 En’am 7) “Kendilerinden önce (yani bir üstteki ayete bağlı olarak inkâr edenler) nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkânları onlara vermiştik. Onlara gökten ...

MEDENİYET FELSEFESİ

MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ adlı kitabımın sanırım onuncu cildini de tamamladım. Sanırım diyorum çünkü sayfa numarası vermediğimden. Buraya kadar öğrendiklerime dayanarak Medeniyet Felsefesi başlıklı yazımı eleştirilerinize sunuyorum. Saygılar. MEDENİYET FELSEFESİ [1]   Medeniyet, tek cümle ile tabiatın ve insan aklının imkânlarından en üst düzeyde yararlanarak huzur, güven ve refah içinde yaşamasının adıdır. Bu nedenle tabiatın ve insan aklının gücü ve imkânlarını doğru olarak tanımak, bu imkânları ve gücü en doğru şekilde kullanmak ve bundan da bir sonuç çıkartmaktır. Medeniyet, insanoğlunun kendine ve tabiata hükmetmesinin formüler ifadesidir. İnsanların kendine ve tabiata hükmetmesinden maksat insanın, kendini ve tabiatı iradesi altına almasıdır. İnsanlar, tabiatı iradesi altına almak veya ona hükmetmek isteği neticesinde önce tabiatın insanlara verebileceği imkânları ve yasalarını araştırmış, sonra bu yasalara uygun olarak bilime yönelmiş, bilimle elde ettiği netic...

MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ 6

MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ  6 MÜLAHAZA 2  Kaba Taş Devrinin başlangıcı olarak M.Ö. 60 bin yılı gösterildiğine göre; Âdem Peygamberin Yer Yüzüne Kaba Taş Devrinin başlarında gönderilmiş olduğu kabul edilebilir. Âdem’den önceki Âdemler İlk insanın yeryüzüne çıkmasına ilişkin verilen tarihler muhtelif. Verilen bu tarihler arasında milyon yıllardan ve yüz binli yıllardan söz edenler var. Fakat kesin bir bilgiye henüz ulaşılamamıştır. Bununla birlikte bulunan kemiklerin incelenmesi sonucu farklı dönemlerde farklı insan türü olduğu görülmektedir. Örneğin;   Homo Erektüs 1.8 milyon yıl önce; Homo Natadral 350 bin yıl önce; Homo Sapiens 250 bin yıl önce;   Homo Flaresinus 100 bin yıl önce ve son olarak da tahminen 50 bin yıl kadar önce Âdem nesli âdeta birbirini kronolojik olarak takip ederek yaşamışlardır. [1] Bu insan türleri birinden diğerine evrimleşme ile olmamıştır. Her defasında önceki yok olmuş ve sonraki bir insan nesli/türü meydana gelmiştir. G...

MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ 5

MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ 5 ÂDEM NE ZAMAN YARATILDI? Not:  RESİMLER ÇIKMIYOR. MÜLAHAZA   ÂDEM NE ZAMAN YARATILDI? İnsanların en çok merak ettiği konular arasında en önemlilerinden biri ‘evrenin’ diğeri de ‘insanın’ ne zaman ve nasıl yaratıldığı veya nasıl var olduğudur. Evrenin ve ilk insanın yaratılışına ilişkin az çok farklarla da olsa bir zaman tayini yapılmaktadır. (Bkz. İnsanın Yaratılış Serüveni.) Fakat nasıl yaratıldığına veya var olduğuna ilişkin gerek Kitab-ı Mukaddes’ ve gerekse Kur’ân dışında ne teorik ve ne de pratik bilgi verilememektedir. İlk bakışta evrenin yaratılışına ilişkin Bing Bang Kuramı ile Darwin’in Evrim Kuramı ilk yaratılışa veya var oluşa ilişkin bir kuram gibi anlaşılmaktadır.   Oysa her iki kuram da daha önceden var olan yahut var olmuş veya var edilmiş yani yaratılmış olan; Bing Bang kuramında var olan minyatür evrenin genişlemeye başlamasını; Darwin’in Evrim Kuramı ise var olmuş yahut yaratılmış olan bitkilerin, hayva...